Sevdim…
İnkarı olmayan, iz bırakan bir sevdaydı bu.
Bir tebessümüne ömrümü adayacak kadar,
Bir susuşuna gecelerce ağlayacak kadar çok…
Bekledim,
bu satırları okuyan,
belki de beni hiç tanımadı.
belki bir akşamüstü otobüste yan yana oturduk,
belki pazarda aynı tezgâhtan domates aldık,
ya da hiç karşılaşmadık.
Yağmur yağıyordu,
Sen titriyordun…
Ellerin soğuktu,
Ama bakışlarınla içimi ısıtmıştın o akşam.
Bir adım yaklaştın,
yalnız bir adamım,
yüzümde suskun gecelerin izleri
kimse bilmez içimde kaç bahar soldu
kaç gidişe "kal" diyemedim yıllardır
yalnız bir adamım,
Yalnızım senyorita…
Sokak lambaları bile tanımıyor artık adımlarımı,
gölgem benden önce dönüyor eve,
penceremde ışık yok,
kapımın eşiğinde bekleyen kimse yok.
Birlikte kurduğumuz sessizliği bile alıp gittin,
Beni, o sessizliğin tam ortasında bıraktın.
Ne bir iz, ne bir ses…
Sadece yarım kalmış cümlelerle sustum.
Ben seni yüreğimin tam ortasına almıştım,
bir sigara daha yaktım
yangın saatine yakın
gecenin o rutubetli tarafında
hayat dediğin
biraz sızı
biraz duman
Bir dizeyle başladım sana,
devamını getiremeden sustum.
Kalemim elimde titredi,
mürekkep sana dokunmaktan korktu.
Biliyordum, bitirirsem
sen de biterdin içimde…
Gittin…
arkandan kapı kapandı,
ama odanın içi hâlâ senin kokundu.
Bir cümle vardı dudaklarımda,
söyleyemedim.
Yaşamak tükenmektir…
Gözlerimizin kenarına düşen çizgilerde,
adımlarımızın yavaşlayan ritminde,
ve her sabah biraz daha eksilen
iç sesimizde gizlidir bu.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!