Tekbir sesleriyle bir fırtına koptu
Bir parlak çıranın titrek ışığı bitti
Bozkurtlar ordusu ovayı bir an yuttu
Tarihin kalbinde o gün ıslıklı bir oktu
İnsanım, ne alır senden bu fani dünya?
Toprağa düşerken her nefes, son bir rüya.
Suretin solar, Azrail inse gökten;
Canından başka ne kalır, bu telaşlı öyküden?
Yara sızlar, ok değmiş gibi derinden
İlk fısıltı yayılmadan Uyan! Sonra deme ne oldu?
Yüzler soldu, binler göçtü, sesler derince kısıldı.
Zulüm sağanak olup yağdığında, kim dur der ki bu sele?
Emeğin değerini, fikrin gücünü o an anlarsın, her ne ise.
Maçka'nın yamaçlarında on beşli bir bahar bir can,
Gözlerinde vatan aşkı, yüreğinde coşkun bir kan.
Bir haberle koştu Eren; dağların yoluna düştü,
Karanlık pusuya rağmen, kahramanca iz düştü.
Hayat bir tuvaldir, renktir desen desen
Her fırça darbesi bilemezsin nereden.
Bazen aydınlık, bazen gölgeler içinde
Bazen olmaz ne desen, her şey gönlünce.
Toprağın nidası yükselir şafakta,
Bir damla su parlar, göklerin tahtında.
Yeşilin duası süzülür sessizce,
Türk’ün yüreği döner asıl gerçeğe.
Turandır üç kıta da üç hilali ulu ırmak gibi uçsuz bucaksız çağlayan
Us gerekli er ve hatun boylarına destanlaşan tarihi anlayan
Rahvan kalk ayağa dursun bu fetret, Turan ülküsü yürekte çağan
Ant içmeli Turan yoldaşlık üzerine yoksa esarettir zalim güçlere emân
Nâra atarız er meydanında diyecekler gelen Turân, hayrıkacaklar aman aman
Çınlasın nal sesleri, titresin yerin kara taşı,
Kutlu dağlardan aksın, çağlayan Turan savaşı.
Bozkurtlar ulusun, yankılansın dağda taşı,
Birleşsin budunlar, tek yürek, tek Turan başı.
Yüce Tanrı Dağları'ndan bir nida gelir, derinden,
Duyulur bu ses bozkırlardan, Hazar’ın kıyısından.
Uygur’dan Anadolu’ya, Türkistan’dan Turan’a,
Tek bir yürek atar, tek bir ruh can bulur, yeniden.
Yedi iklim, dört bucakta yankılanır bir çağrı,
Bozkır ruhu dirilir, yüreklerdeki sızısı sarı.
Hilal taktiğine eğil, bu bir Turan Destanı,
Damarlarımızda gezen, kadim bir Türk Kanı.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!