Kenardayım, parmak ucumda asılı kırılgan zaman,
Hayatla ölümün o incecik, bulanık sınırında lahza'i zaman
Bir gamzelik hafif rüzgâr yetecek, ha itti ha itecek, eyvah aman,
Bakışların infaz hükmü, dudakların mühürlü bir ferman,
Vatan toprağına baş veren her bir kan
Topraktan fırkıran her su bir can
Vatan'ın toprağı, suyu, havası
Dört bucağına sinmiş can verenlerin kanı var
Vatan toprağında fırkırıp baş veren her buğdayı
Çin seddi'ni aşan güneş, Adriyatik semalarına ulaşır,
Türk'ün kadim toprağı, bin yıllarla kucaklaşır
Biruni'den Yesevi'ye, ilim, irfan akar,
Mirasıyla yücelir, geleceğe azimle bakar.
Geniş coğrafyalarda, gönül gönüle çarpan,
Ey Türk Gençliği, sana emanettir bu vatan,
Birinci vazifen, Türk Cumhuriyetini ve istiklalini
İlelebet muhafaza, müdafaa etmektir her an
Bu en yüce görevle, ahdın taçlansın her anın
Bir düzen çatırdar, eski tahtlar sallanır,
Amerika'nın yıldızı, bugünlerde paslanır.
Borç batağında boğulur, sanayi geriler,
Savaştan beslenen canavar, kendi kendini yer.
Dönse de dünya, devranın çarkı da beraber döner,
Gizli, aşıkâr sızılar her bir cana siner.
Eşitsiz rüzgar eser, savurur her payı,
Devranın hazinesi güç kimde ona gider payı
Zulmün gölgesi düşer toprağa, karartır her bir yanı,
Her nefes bir açık yara, her gözyaşı kanlı bir anı.
Ah, zalim! Gözünü bürümüş karanlığın hırs perdesi,
Sanırsın ki tahtın ebedi, duyulmaz feryadın sessizliği.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!