Mutluluk, cam kanatlı bir kuş, tutulmaz elde,
Uzanan her el, boşlukla döner kendi gölgesinde
Şairin mürekkebi kurur, ressamın fırçası susar,
Sanat, kutsal bir susuzluk, renkle, sesle, hisle akar.
Aşk, bir damlayla bin pınarın denize kavuşma arzusu,
Gün gelir, bir solukluk an, asra bedel olur;
Fark etmeden akar ömür, çağları deviren coşkun su olur
Kimi zaman ağır bedeller öderiz, kasvetli bir hüzünle,
Oysa her anın içinde saklıdır, görünmez nice sırlar sur olur
Ezelden yazılmış bu yazgı, o ilahi levh-i mahfuz;
İrade, niyetle beraber harekete geçmekle inen bir güç, lütuf
Yadigar kalır geçmişte yaşanan anılar
Ulvi bir mahkemede saklı tüm vicdanlar.
Sabrediştir yaşanan kifayetsiz acılar
Uzun bir yol gibi başı belli, sonu mukadderat.
Fevkalade bazen de faciadır hayat.
Hüdhüd kuşunun tacı, başında sorgucu var,
“Sahib-i Külah” dediler, layık olana yakışır.
Makamı paşadan yüce, emri her yere uçar,
Her diyarda hükmü geçer, gönüllere taht kukar
“Sen bana bağlısın,” dedi hakan, sözü derin,
Süleyman’ın göğünden süzülen bir kuş,
Ne bir gölgeydi, ne de bir vuruş.
Kanadında sır, başında taç,
Getirdi haberi, açtı bir amaç!
Gökte kara bulutlar, dört yanı sarmışken hicran,
Toprak ana bağrında inlerdi, yanardı her can.
"Vatanım yok olacak!" diyen sesler, fısıltılar,
Umutsuzluk deryasında yiterdi sonsuz yarınlar.
Tam o demde bir şimşek, çaktı Samsun semasından,
Her yanım iftira, her yanım çatışma,
Çıkarların gölgesi, ruhumda yıpranma.
Gül inanmış sanki, bir hançer, bir darbe,
Köyümün yoluna varmış iftira, yorgun bir harbe.
Dil demiş uyuşuk beyni, ne içer gözü sisli bir dünya,
Bir fırtına koptu, esaretin zinciri Türk'ün yurduna doğru
Türk'ün iradesi hepsini vatan Toprağından kovdu
Cihanşümul devletten bir başbuğ seçilmiş, gizli bir ad doğdu
Dedi ona Padişah "bu kutlu yolda önüne ben çıksam da ez"
İstiklâl meşalesi ile Anadolu'da gez!
Kalpler yakınsa, sözcükler kaybolur dilden,
Bir fısıltı yeter, bakışlar konuşur derinden.
Gözlerde gizlenen bin sır aydınlığa gelir,
Sessizce anlaşırız, ruhlar birbirinde erir.
Aşkın büyüsü bu, görünmez bir bağ,
Ruhum prangalı, beden bir çıkmazda savrulur durur
Mantık çürürken, son düşünceler bozuk para olur.
Omuzlar ezik, acı bir fısıltı sarar benliğimi her gece,
Polaris ışığıyla ufka uzanırım, beklerim yeni bilmece.
Milyonlar içinde, aynı kalp atışlarını duyarım derinden,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!