Yağmurunu dökerek
Gökyüzü ağlasa da
Suyunu püskürterek
Yeryüzü sızlasa da
Şu gönül pınarımdan
Hasretten aşkımı dağlara yazdım
Gönül bu hikmetine sual olmaz
Sevgimi sonsuza kalbime kazdım
Terennüm bu aşkımı sazım almaz
Çarpışan dalga köpüğü misali
İstanbul benim için bir ülke idi;
şimdi ise ölke.
İstanbul benim için bir ülkü idi;
şimdi ise gölge.
Yedi tepesi yedi Kaf Dağı gibi.
Tek bir devlet değil, yedi düvel gibi.
Günlerim geçiyor sensiz
Ne olur yine dön bana
Aşkımız ile bakarız
Gece çıkınca mehtaba
Günahımız mı sevmemiz?
Kim der ki ben Avrupa’ya hayranım
Bil kendi ağzıyla der ben hayvanım
İnan teknik hariç değil medenî
Tepeden bakmak harice nedeni
Ölümün sen doğarken başlamıştır
Bir an geçse de ömrün yaşlanmıştır
Doğumun sen ölürken başlamıştır
Bir an geçse de ömrün yaşlanmıştır
Ağlıyordun sen herkes gülerken
Bir seyyah olsam da kainatı dolaşsam
Tayy-i mekan olsa da yıldızlara konsam
Dünyada iken kendimi ukbada sansam
Ağlasam da tüm zerrelerim gülecektir
Teneşir tahtasında Tahttaymışım bilsem
Erkeklerin cesareti biraz da kadınlarının
korkaklığından;
Oğulların karakterleri de annelerinin
kaprislerinden
Bize yol yordam bilmez derler
Oysa âdâbı biliriz biz
Bize terbiyeden noksan derler
Oysa edebi biliriz biz
Saat kapalı vücut; akrep, yelkovan organ.
Zaman bana kelepçe, beynimde duran yafta,
Ayağımda pranga, boynumda yağlı urgan,
Kurtulabilirsen ecelden, özgürlük lafta.
Kalbim ibrişimden bir ibrik, içi dolu kan,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!