Ödülümsün,
Senin yokluğun benim ödülüm.
Seni bir daha görememek,
Ne büyük mutluluk!
Hey hat!
Sesini duymamak kulaklarım için paha biçilemez bir hazine.
Tutkularımın esaretinde günler yaşadım,
Zihnimin özgürlüğünde siyah geceler
Ve ruhum mutluluk kapısını aşkınla araladı,
Gözlerinle gülümsedi bahtım gelecek günlere.
Sevdan her geçen gün yüceldi yüreğimde,
Kıpır kıpır içim,
Çocuksu bir gülümseme suratımda,
Sanki aylardan temmuz değilmiş gibi,
Sanki yıldızlı gecelerde hüzün yokmuş gibi,
Sanki haylaz bir çocuk gibi,
Ben gibi,
Kırmızıyla başlar harfler,
Siyah noktalarla son bulur cümleler,
Bana ait olmayan kelimeler,
Ter sarfiyatı heceler…
Acıklı bir söylencedir çocukluğum,
Kıyametimsin…
Yüreğimin kaldırım taşlarını adımlıyor gözlerin,
Ellerin ruhumun en mahrem yerlerinde geziniyor,
Saçlarının kokusu rüyalarımda,
Senin olmadığın zamanlarda,
Korkmuyorum artık rüzgarlardan,
Sonu gelmeyen karanlık gecelerden
Ve sonunda ne ile karşılaşacağımı bilemediğim
Yolculuklardan.
Yıldızsız gecelerde gökyüzüne bakmaktan korkmuyorum,
Ne o kıpır kıpır heyecan,
Ne o eski heves,
Ne o delikanlı duruşumuz,
Ne de kayalardan fışkıran suya benzeyen coşkumuz,
Kalmadı.
Ağlar gökyüzü mavi gözleriyle,
Ağlar yeryüzündeki insan,
Çığlıkları birbirine karışır insanla tabiatın,
Gözyaşları birbirine karışır,
Tanıdık bir ağıtta insan ile doğanın.
Kilim doku ilkin,
İklim ilk bahar olduğunda belki,
Türküde de olduğu gibi,
Anlatabilirsin derdini,
Dert olarak görme yine de sevgini,
Sevgilim.
Haykırdı gökyüzüne insan,
Kalmadı yeryüzünde nizam!
Banka hesabında puşt sırıtmalar,
Artık bahara ait bir ay değil nisan!
Embesil, yemekten çatlamış göbeği,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!