Şimdi gitsem gözüm arkada kalacak besbelli
Gitsem zeytin dalları küsecek gözlerine
Fıstık ağaçları belki huzur vermeyecek eskisi gibi
Hani diyorum ki, mecburen bir gidiş bu
Çocuktur anlamaz...
(Nereye gidiyorsun baba?) der,
Gecenin ecelini okşayan gaz lambası gibi
sesimizi heceleyerek bir ismin manasına ulaşmak
ve sevmek ruhlarımızı acıtmadan azıcık ve de azmadan
ne olurdu sanki?
hem bilmiyorsunuz,onun masum çocukluğu var gizlediği
hem de nerede biliyor musunuz?
Şu yanlışlığa aşık olunur mu hiç...
Tüm evrendeki gölgeler gelmişler,
Yerleşmişler dönem dönem,irişmişler hayatıma.
Hiçbiri sen olamamışken,
Benzeyip,bezenememişler sana.
Ne büyük bir ayıp!
Dostum mutlulukla ukalalık edip,
Mutsuzlukla da alay etme!
Ebediyen sürer gider bu dünyanın seyri sanma!
Kafanın içindeki düşünceleri de saman sanıp sakın ha,yakma!
Boşvermişliği al cebine,
Sağ koluna yalnızlığını tak-
Sanıyorum ki dünyanın da beni gördüğü,
sevdiği bir gün oluyordu
Öyle ki gün ışıklarını yakıyordu!
Böyle yaşlı bir çocuğun yapraklarının düşmesi gibi
İki yanım ağaçlarla kaplı upuzun yol, sarıp kucaklıyordu beni.
Böyle vakitlerde
Hep eski eşyalar çarşısında dolaşırlar
Sonbahar giymiş adamlar
İşin sonunda iyotlu tuz gibi bembeyazdırlar...
Yine nedendir bilinmez
Kıraç bir toprağın tohumu gibi, toplanırlar güneşin kenarına
İlerisi neresidir?
Bilmiyorum.
Çocuk kıyafetleri ilerisi için pahalıdır...
Tesettür abartılı renklerle bezenip aynı şekilde pahalıdır...
Yiyeceklerimiz ne sebze -senbzedir,ne meyve- meyve.
Evlerimiz biçimsizdir ve pahalıdır.
Yardımsız da oluyor bu ilk adımlar; sevgiden doğunca.
Mesela önce düşüyorsun bir yaprak kadar salt-
Sonra uçuruma atılan bir kemente benzetiyorlar seni...
Buna rağmen berraksın ve hürriyet dolusu canlı.
Düştüğün yerde inciler toplayacak kadar zamanın geniş-
Evrensel geniş,
Köknar ve porsuk ağaçları arasında dolaşırken,
Güneş yavaş yavaş,üstümüzden çekilirken,
Çayırlar-çimenler yağmura hasretken,
Ben ölmek istiyorum sayın seyirciler...
Evet, düpedüz ölmek; öpmek değil artık.
Bir de bunu yalnız kendi şiirime sarılarak yapmak istiyorum;
Tozlu, dar ve virajlı yollar
And Dağlarından uzaklaştırdı beni.
Bileklerim kesikti, gözlerim açık.
Doğum yerim belliydi, ölüm yerim ve kemiklerim kayıp!
Saçlarım satılmış,
Gözlerim açık ve bulutlar karışmıştı...
kahırede buyumek hakkınde sorularım var ıznınızden