Adının peşinden gittim bu gün,
Kalabalığın içine karıştım,
Her harften seni sordum,
Cevap vermedi hiçbiri!
Anlamadılar bu halimi,
Nefesim kesildi sanki
hüzünlü bir gündü,
adı ölümdü çünkü!
gözyaşlarına inat,
parlıyordu gökyüzü!
bahardan kalma bir gündü,
aşkın güz yaprağı,
bakışların zakkum,
zehirim benim!
nerdesin benim yeşilim?
gel,
beni bu uğultunun koynundan al,
başka bir dil bilsem,
sana ulaşsa yüreğimden dökülenler,
cıvıldasa kelimelerim yüreğinde,
sonsuza uzansa mısralar,
bir selamın girse koynuma,
apansız inen kuytuluklarda,
Ne bir hayal süsler düşüncemi,
Ne de bir yaprak, hayalimi…
Oysa, hayalsiz yaşanmaz!
Yapraksız, düşüncesiz,
Yaşanamayacağı gibi…
Bela bir şey bu aşk!
Ne filmlere benziyor,
Ne de romanlara…
Bir an oluyor,
Bir hayal sarıyor,
Boğuyor beni bu hava,
Hıçkırıklar yumru gibi boğazımda,
Tenim alev alev yanıyor,
Derin bir yalnızlığın kollarında!
yolun sonuna gelmiş insanların umursamazlığı var üzerimde,
bin yıllardır yürüyor gibiyim kurak iklimlerde! ...
toprak beni yavaş yavaş kendine çekiyor!
önce ellerim yoruldu,
sonra bedenim susuz kaldı!
Yalnızlığım dolaşır ıssız koridorlarda,
Nefes alıp verir sokak aralarında...
Gururlu ve ürkek bir genç kızdır bazen,
Gözlerine baksan boynunu eğiverir,
Sevdiğini söylesen hemen kaçar gider...
Üşümüyor bu soğukta, üşümüyor ellerim!
Buz tutuyor Ağustos'ta, buz tutuyor yüreğim!
Ben şimdi beni arayan bir gölgeyim,
Adının peşinden giden avare bir serseriyim...
Niyetli herşey sonum olmaya,
Bense günlerdir kuşların kanatlarında,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!