Evlilikte koltuk gibidir
Zaman içinde eskir
Geçmişten getirdiklerin
Kirlenerek birikir
Zamanla sen kendini
Yenilersin de
Ne yağmuru bekledim
Kurak toprakları ıslatması için
Nede bitmek bilmeyen
Bir gecede sabahın doğuşunu
İçimde sevinçlerim öldüğünde
Her vazgeçişim
Geçmişten de tanıdık gelmedin bana
Böyle netameliye rastlamadım daha
Neyse ki
İnsan en çok sevdiğine kızar
Ben sana hiç kızmadım ki
İstanbul karlı soğuk bir hava
Gözlerimi kapattım
Hayalimde bir resim
Dalgalı bir deniz
Kıyıda yolcusunu bekleyen
Bir vapur ve ikimiz
Birden iç geçirdim
Bir gün şiirler yazarsam
Yeniden
Bil ki aşık oldum
Seni unuttum dünden
Üzülüp ağlama
Şikayet etme
İstanbul'u seyre dalmışım
Nefesim kesilmiş
Yokuş yukarı çıkınca
Pierre loti başında
Sen İstanbul olmuşsun
Ben yanı başında
Bir şehir var yabancı
İnadına her şeye sıfırdan
İçinde sen olmayan
Şiirler yazıyorum
Kalem kağıda susamış
Dökülür harfler
Özlemin bir o kadar coşkun
Birden bahçedeki erik ağacı
Saksıdaki suladığım karanfil
Sen oluyorsun
Hasret desen derin yakıcı
Uzaktaki hayalim
Bir avcı olsam
Yaptığını yapardım
En derin
Yerinden vururdum
Sıyırıp geçerse
İflahı mümkün
Zaman iyileşmeyen
Yaralarla geçiyor
Yokluğunu kafama vura vura
Tam iki aşure geçti
Benim elimden nede çok severdin
Yapamadım elim gitmedi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!