""Hikayesi yoktur bazı insanların
Küçük bir şiirin hüznüyle yanan
Ateşinde kalırlar ve bir gün
Sönüp unutulurlar"
"Oysa yalandı herşey.
Bir yalanın acısınımı çekiyoruz."
Irkildim ansızın, odama çöken karanlıkta.
Acının sessizce sardığı odada ve beliren gölgeler.
Sarılışı vardı mavinin korkularımı bastıran.
"Çözülme yaşıyor gibiyim.
Yinelenen suistimalden muzdarip
bir zihnin umutsuzca şu hayata gülme çabası, gibi.
Biraz tuhaf, biraz mahsumane."
Gecenin en yalnız saatlerin de,
"Pencerelerin manzarası değişti.
Hangi gece farklıydık." Dedim. "Gündüzlerin aksine. Geceleri herkes farklıdır." Dedi.
Sonra bir gece çöktü.
Gece bu kadar mı karanlıktı.
Ve ardından yalnızlık sardı.
"Hislerim olduğu doğru, ama.
Size karşı bir boşluk hissediyorum hanımefendi.
Koca bir bosluk.
Nasıl diye soracak olursaniz.
Aynaya bakıp, ruhunuzu görmediğiniz gibi..."
Ben geceyim,
şöyle geç karşıma.
Hiçliğin izlerini
oku gözlerimden.
Derinliklerin de bir boşluk.
Boşlukta acı çeken
Buluşmamız tahmini rastlantıyla olurdu.
Rastlantı ölümdü.
Buluştuk, elini uzattın.
Dokundum parmaklarına.
Gözlerin değdi yüreğime
Yüreğimde ufak bir acı
Seni anlatmak istedim birazıyla
Sonra böyle birşey düşündüm.
"Hikayesi yoktur bazı insanların
Küçük bir şiirin hüznüyle yanan
Ateşinde kalırlar ve bir gün
"Hangi balığın boğulmasına bağladık umutlarımızı,
hangi kuşun düşmesine adadık yarınları. Ve hangi romanın sonlayışıyla,
bitirdik sevdaları... "
Bilemedik çoğu şeyi.
"Belki de yıllardır çabalayıp durduğum ve
istediğim buydu.
Bir kitap, koca bir deniz ve huzur.
Sana şiirler...
Sessizlikte serpin üstüne. "
"Mutluluk; gören bir gözde, seven bir kalptedir.
Sevincin küçüğü büyüğü olmaz"
Bir yalanı okuyorum durmadan.
Ellerinden çıkan ve beni buna inandıran .
Bir yalanı.
Ne güzel Şiirler, papatya kokuyorlar.