Biraz içime kapandım, sonra dışıma.
Battaniyeler ısıtmıyor hiç.
Kalktım inatla çay demledim.
Yarım kalan bir şarap şişesine gözüm takıldı.
Hangi umutla içilmişti, çokmu mutluydum.
Hangi hayallerle içilmişti.
Bir nevi savaş verdim işte kendimle.
Saat kaç olmuş bilmiyorum.
Hiç birşey bilmiyorum aslında.
Hiçlik.
Yaptığıma gülüyormuyum.
Üzgünüm belki de.
Ellerin kalkarken havaya sevgili küçüğüm.
Duyulur müziğin tatlı ninnisi.
Esen bir rüzgarı okşamak isterken saçların, dokunur ve dolanır hafiften küçük kalbine.
Havanın hafifliği tenini okşamak istiyor.
Dur ve küçük sarılışlarınla, büyük sevginle sahip çık.
Gözlerin buğulu, yağmuru ve yağacak yağmurla yeşerecek küçük papatyaları gösteren bir pusula.
Sevgili MADAK.
Sana şiirlerle geldim işte.,
Küçük papatyalarla süslü.
Dokunsam dökülecek
Hüzünlü duruşlarıyla bırakıyorum işte ruhuna.
Ne güzel Şiirler, papatya kokuyorlar.