Mehmet Taş Şiirleri - Şair Mehmet Taş

Mehmet Taş

Gün aştı penceremden.Şehrin üstüne akşamın buruk hüznü indi çoktan.Sen geleceğin saati beklemenin heyecanı yavaş yavaş yerini gelmeyişinin hüznüne bıraktı.İçimde anlamı bellisiz sıkıntılar var.Anlamı belirsiz diyorum ama ben elbette biliyorum anlamını...Bazı şeyler vardır ki kendi kendine bile konuşamazsın...Anlatamazsın en yakın dostun olan gecenin sessizliğine bile.İçinde taşır da kendi kendinle bir amansız savaşa girersin.Bilirsin ki bütün imkansız olanlar güzeldir...Bilirsin ki bütün güzellikler imkansız olanlarda gizlidir....Yalçın kayaların ürperten uçurumlarında açar en nadide dağ çiçekleri.Koklamak ancak ölümü göze almakla mümkün olur...Ölümden midir korkun yoksa ölümün pahasına da olsa sahiplediğin o çiçeğin çok kısa bir zaman sonra solacağından mıdır bilemezsin.Sadece uzaklardan bakarak derin derin iç çekmek düşer insana.
Biliyor musun; gecenin başladığı yerde bütün düşüncelerimin en girift noktalarına bile sen sızarsın.Rüyalarımın kâbustan huzura geçiş yerlerinde hep senin hayalin vardır...O hayalin ki buzlu bir camın tüluğ görüntüsünde belli belirsiz tebessümlerle göz kırpar.O görüntünün en can alıcı noktasında gel deyişin vardır.O görüntünün en can alan noktasında ayağıma bağlı prangaların ruhuma verdiği azap vardır.
''Kim demiş sevdaya kahrolmak diye
Aldığım her nefes
İçtiğim susun...''
Belli ki yine erimekte yüreğim...Yine sızım sızım sızlamakta...Bilirim ki bu sızıda sende hüzne kapılırsın da gözlerinde hüznün bulutları dolaşır...İstemem hüznün senin bahçelerinde deli bir yel olmasını...İşte bu yüzdendir ki susmam gerektiğini söyler delişmen gönlüm.Ve hep uydum gönlümün sesine...Yine uymam gerek...Sustum..Ama;

Devamını Oku
Mehmet Taş

Can,

Susuz çöller gibiydi yüreğim. Sanki bütün dünya nimetleri serilmişken ayaklarıma,aç bir çocuğun tedirginliği vardı Karanlıklarda kaybolmuş da, manasını yitirmiş bir arayıştaydı ruhum. Ne sahte kahkahalarda neşe vardı,ne de belirsizliğe duyulan sitemde hüzün.
Hayat,bir şeyler yazılması gerekirken boş kalmaktan sararmış bir sayfa gibiydi...
Ta ki,sen karşıma çıkana kadar....
İçimde tarifi mümkünsüz kıpırtılar başladı birden. Manasını yitirmeye yüz tutmuş duygular birer çağlayan oldu da ruhumu kavuran çöl rüzgarlarına serinlik kattı. Her gün görmeye alıştığım gün ışıltıları bir başka doldurdu odamı. Şimdi zaman seninle başlar ve seninle dolar günler geceler boyu.

Devamını Oku
Mehmet Taş

Can;

Gün tepelerden sessiz aşar akşamları. Bahtım gibi kararır sokaklar. Zaman bana kafa tutar ben zamana ve bir kör dövüşte geçer gece..Ne derdiyle dertleneceğim bir sokak kedisi ne de derdimi anlatacağım bir dost bulunur sokaklarda..Solgun ışıklarını saçmakta mecali kalmamış bir lamba, dost bir el uzatır da candan bir merhabayla sığınırım kollarına.
Akşamın alacasında başlayan ürpertiler gecenin zifiri karanlığında hayalinle geçip gider. Bir baştan bir başa sen doldurursun sokakları. Bütün yollar sana ulaşır. Sarhoş naralarında hep sana olan sevdaların yansımaları duyulur. Seni sevmenin verdiği ızdırap yıldızlara işlenir nakış nakış ve bir yıldız kaymasında oturur yüreğimin başına.
Bütün düşlerimde sen varsın diyemeyeceğim. Uykusuz geçen geceler senli düşlere bile kapalı. Sadece bütün hayalimde sen varsın can..
Seni sevmenin ızdırabı bile güzel

Devamını Oku
Mehmet Taş

Artık hayallerime de sığmıyorsun. Sensizlikte buldum seni. Yüreğimin başında bir ince sızı oldun. Avuçlarımda nasır, dudaklarımda susuzluğun kurumuşluğu, yanaklarımda gün yanığısın. İlk hece, son nefessin.
Artık düşlerime de sığmıyorsun. Her gece saçlarını kokluyorum serin dağ yellerinde. Sen seyrediyorsun diye seyrediyorum şimal yıldızını. Sen seviyorsun diye seviyorum ay ışığının dal uçlarında oynayışını. Sokak kedilerinin mırıltısını. Akvaryuma mahkûm balıkların özgürlük türküsünü. Sen seviyorsun diye seviyorum yaşamayı.
Artık şiirlere, şarkılara da sığmıyorsun. Ne vakit seni düşünsem, bir tren düdüğü çalar beynimde. Adı konmamış bir istasyonda kaybolurum. Korkular sarar bedenimi, sara nöbetine tutulmuşçasına titrer bedenim.
Artık sığmıyorsun hayallerime, düşlerime ve şiirlerime. Kıracağım kalemi.Yakacağım mektuplarımı, yeminim olsun...

Devamını Oku
Mehmet Taş

Ne acılar yaşadım ben
Ne sevdalar, ne belalar gördüm
Tatmadan daha ilk sütünü anamın
Aşkın zehrini kustum
İlk ezan sesinde fısıldandı kulağıma
Gönlümün sesi

Devamını Oku
Mehmet Taş

Şehrin derin bir uykuya daldığı saatlerde yüreğimin kalemiyle yazıyorum bu satırları. Varlıkla hiçlik arasında bir yerde yorgunluktan bunalan zihnim seninle çare bulmaya çalışıyor. Var oluşun bütün satır aralarında sen varsın. Hangi tez ispat edilmiş olsa, ya da hangi giz çözüme kavuşsa en karmaşık anda bile sen çıkıyorsun ortaya. Bütün bir evren senin varlığınla anlam buluyor.
Yokluğunu asla düşünemiyorum bile.
Sen bir yağmursun, ben toprak. Ortak meyvemizdir aşk..
Geceyi soğuk bir yorgan gibi çektim üstüme. Karanlığın dehlizlerinde sensizliği soluyorum. Ama sen yoksun, ruhumu ısıtacak nefesin yok.
Lambayı yaksam yine olmayacaksın. Işık hayallerimi çalacak. “Aşk ortak anılarla beslenir” demiştin ya; ortak anıların harmanlandığı bir karanlıkta sensizliği senle yaşamak istiyorum.
Şehrin bütün ışıkları sönmüş, bütün kaldırımlar ürkütücü bir sessizliğe gömülmüş. Yalnızca sarhoş naraları duyuluyor izbe köşelerde. Sensizliğe kadeh kaldıranlar, yine sensizliğe öfkelerini kusmakla meşgul.

Devamını Oku
Mehmet Taş

Yüreğimin ince sızısı,

Gün gelir duygular katmerleşir yürekte. Bir başına taşınmaz olur. Dile düşmek pahasına da olsa paylaşılır bir şifreler yumağıyla. Şiir olur, ince dantel gibi dökülür kalemin hüzün dolu uçlarından. Şarkı olur, sazın telinde, sazendenin dudaklarında anlam bulur. Bir kelebek kadar özgür, bir tüy kadar hafif olur dünya. Uzatsan ellerini yıldızları yakalarsın. Bir adımda aşılır tüm mesafeler. Ruhları titreten korkular silinir. Sevgi bir pınardır o zaman. Kurak topraklara can veren, garip bir yolcunun yanık yüreğini serinleten.
Yalnızlığın ruhunda anaforlar yarattığı odanda hayaller üzerine yorumlar yaparsın. Kendi kendine konuşursun çok zaman. Bilirisin ki yalnızlık değildir seni sarıp sarmalayan. Bilirisin ki en koyu yalnızlıkta bile sevgilidir yanı başındaki.
Kalabalıklarda anlamını kimselerin çözemediği tebessümler yayılır dudaklarına. Bir şiirin küçük bir dizesinde ararsın tüm çözümsüzlükleri. Renkler daha canlı, şekiller daha belirgindir o zaman.
An vardır “hayali ömre bedel.” İçin titrer, nefesin kesilir. Kalp atışlarındaki hızlılığa çözüm bulamaz tıp ilmi. Çaresizdir bütün kitaplar.

Devamını Oku
Mehmet Taş

Islak bir karanlığa bulandı gece. Sarhoş sürünmelerine alışkın kaldırımlarda yalınayak umut arıyor gönlüm. Hasret trenleri kalkıyor peronlardan, hasret yüklüyor iç sancılarına mahkûm hamallar. Sessiz bir haykırışı alıp, kara vagonlara yüklüyorlar. Haritada adı olmayan bir kentte senli hayallerimi soluyorum. Yoksun, olmayacaksın da. Ama bekliyorum.
Sen baktığında menevişlenirdi gözlerin. Sen konuştuğunda susardı nağmeleri doğanın. Sen geldiğinde yeniden can bulurdu doğa.
Sen gittin anlamını yitirdi her şey.
Sevdam, yoluna can koyduğum. Yokluğuna mahkûm ettiğin ruhum azadı kabul etmez oldu artık.
Artık gelsen de gelmesen de bir.
Yokluğun varlığında kayboldu. Alıştım kara vagonların hasret taşımasına.

Devamını Oku
Mehmet Taş

Gün batar, hasret düşer
Yalın ayak düşlerin yangın yerinde koştuğu
Yanık yüreklerin ortalık yerine.
Sessizlik derin bir kuyu
Düşüncelerin bir gelip bir gittiği yerde
Başucunda kaç kere okumaya yeltendiğin

Devamını Oku
Mehmet Taş

Yağmur yağıyor
Islanmış çimenlerde yürüyorum
Hayallerin ötesinde bir yere
Doludizgin at sürüyorum.
Şakaklarımda bitmek bilmeyen sızı
Damarlarımda ateş

Devamını Oku