Salyasını akıtıp haykırıyor çakallar,
Al bayrağın altında paçavralar açıyor.
İhanete açılım hazırlarken akıllar,
Şehitlerin mezarda huzurları kaçıyor.
Ankara’lı kediye Diyarbakır faresi,
Nerden bileceksin o ilk aşkımı,
Ben ona bakmışım, o bana bakmış.
Yerle bir ederek sırça köşkümü.
Dönmemek üzere gurbete çıkmış…
Biri daha vardı senden öncesi,
Tatlı bir alevsin, düştün içime,
Sakın ha acıma, yak beni gülüm.
Gönül iğnesiyle ipek saçına,
Toka niyetine tak beni gülüm.
Bu akşam ayrılık fazla uzadı,
Ayağıma bağlanmış sıra sıra dağlar var?
Bastığımda mazimi yıkarak gidiyorum.
Adımımı attıkça ağlıyor kaldırımlar,
Arkamdaki dünyamı yakarak gidiyorum.
Feleğin sillesinin bağrımdadır nasırı,
Kimsin ki, tepelersin Türkün milliyetini?
Din maskeli tacirlik ödemez diyetini.
Sandın ki, teslim oldu Türkün yüce ordusu,
Düşlerinden çıkmıyor Mehmetçiğin korkusu.
Ruhuna din yapmışsın ihanet illetini,
İhanetin yıldırmaz yüce Türk Milletini.
Aşkta senin kadar duygusuz varsa,
Bir de benim kadar körü bulunur.
Mutluluk çiçeği yüzünde dursa,
Koparıp ağlatan biri bulunur.
Uykusuz çekerim bu azapları,
Ellerini bağlayanlar bilseler,
Prangalar yüreğini bağlamaz.
Bedeninden özgürlüğü alsalar,
Sevdamızı zindanlarda eğlemez.
Kalbin zengin Cengiz Han’dan Karun’dan,
Gerçeğe dönmeni beklemem artık,
Közlenip ışıyan sevgim yetiyor.
Divane halimi saklamam artık,
Belalı başımda duman tütüyor.
Ağzını doldurup sitemlerini,
Gamzede gönlüme şefkatin gerek,
Göğsünde düşlere dalmak isterim.
Acımış olmana dayanmaz yürek,
Yüzüne bakmadan ölmek isterim.
Hayale dalınca zaman yavaşlar,
Gülerek okudum son mektubunu,
Perişan hallerim berbat diyorsun.
Böyleymiş alçaklık etmenin sonu,
Çamura gömüldüm heyhat diyorsun.
Küfrünün zulmüyle anlatıp beni,
ömrünüzün her döneminde beklediğiniz tüm güzel sözcükleri duymanız dileğiyle..
ömrünüzün her döneminde beklediğiniz tüm güzel sözcükleri duymanız dileğiyle..
üstad yüreğine kalemine sağlık çok güzel bir şiirdi.