Mehmet Macit Şiirleri - Şair Mehmet Macit

Mehmet Macit

uçuyorduk seninle yıldızlar arasında,
ellerim ellerinde.
bulutlar kadar yumuşaktı tenin.
yüzün solgun,
buz gibiydi leblerin.
bürünmüş ay parlaklığına uzun siyah saçların.

Devamını Oku
Mehmet Macit

Yaşadığın şehirde yeşeren umutlar,
Umutsuzluklara esir kaldı.
Yaşadığın şehrin semalarında, benim ruhum kaldı.
Yaralı yüreğim, sessiz ve Sen’sizlik içinde çarparken,
Gözlerimde yaş, yüreğimde hüzün kaldı.
Yaşadığın şehrin dar sokaklarında,

Devamını Oku
Mehmet Macit

Meyhane Köşesi

Aklın bittiği anda, gönlüme esir gezdim.
İçmeden sarhoş olmak, bunu da yeni sezdim.
Bir aşk sarhoşluğunda, deli olmaktan bezdim.
Gerek kalmadı şimdi, meyhane köşesine.

Devamını Oku
Mehmet Macit

Yıl 1943 aylardan ekim.Uzun zamandır Balıkesir’de yaşayan çok sevdiğim asker arkadaşımı ziyaret etmek istiyordum.İzmir’de bir işim vardı.Oraya giderken bir günlüğüne Balıkesir e uğrayıp değerli arkadaşımı görmek gelmişti içimden. Ankara’dan Otobüse binerken içim garip bir sevinçle dolmuştu.
Gece boyu yol gidecektim.Yerime usulca yerleşmiştim ki bir süre sonra araba hareket etti.Vaktim çoktu.Biraz gazete okumaya çalıştım.Olmadı aklım hep gerilere kayıyordu.Yaşadıkları, anılarım,kayıplarım..Evliydim ama aklım hep geride bıraktığım ve asla haberini bile alamadığım suna boylu Gülfidan’ımdaydı.Ne oldu nerelerde acaba.Yıllardır bıkıp usanmadan aramış ama bir türlü izine rastlayamamıştım.Onu çok özlüyordum,el,mde değildi.Eşime de anlattığım için onu düşünmekten utanmıyordum.Eşim bu konuda bana hep destek veriyordu.Suna boylum nerelerde acaba,şimdi nasıl,yaşlandı mı,yaşıyor mu,Yıllarca beni bunaltan bu sorular yine karşımdaydı ve zamanda boldu.Köyün bahçelerinde onu beklediğim zamanları,koştuğumuz anları,hele bir olduğumuz anları gözlerim yaşararak hatırlıyordum..Çok güzel ve alımlıydı.Esmer tenli,siyah gözlü,fidan gibi boyluydu.Her zaman temiz olan ellerini ilk kez tuttuğum an geldi aklıma.Heyecandan ve korkudan nasılda titriyordu.Avuçlarım sıcaklığı ile kavrulmuştu.Gerçi bende ondan farksızdım.Dizlerimin bağı çözülüyordu.Neredesin…neredesin Gülfi’dan.Uyumuş olmalıyım Yemek molasına inmiştim.Hava serindi.bir iki lokma bir şeyler yedim.Bide çay istemiştim.Oda geldi.Çayımı içerken içerideki kalabalığın gürültüsü ile Ankara’nın Savaş yıllarındaki kalabalığı geldi aklıma.İnsanlar bir telaş içinde Meclisin kararlarını bekliyorlardı.Ben Ankara’da bulunan birliklerde görev almıştım.Tecrübeli asker olduğum için karargah da vazifeliydim.Bu nedenle karargaha gelen bütün ileri gelenleri görüyordum.Arkadaşım Hüseyin’le de burada tanışmıştım.Oda iyi bir askerdi..Seçme birlikteydik.Mustafa Kemal Paşa Sakarya savaşına dahil olunca bizde ön cephede savaşa katılmış,pek çok başarı sağlamıştık.Daha sonra Büyük Taarruza beraber katılmış hemen, hemen hiç ayrılmamış beraber terhis olmuştuk.Hüseyin memleketi Balıkesir’e dönmüş ben Ankara’da kalmıştım.
Arabaya tekrar binmiş yola çıkmıştık.Bu sefer uyumadan eskilere dalarak zaman geçirmiştim.Balıkesir’ e vardığımızda.sabah saatleriydi.Arabadan inerek yavaşça şehre doğru yol almaya başladım. Elimde arkadaşım Hüseyin Keskin’in adresi vardı..Çevreme bakınarak adresi sorabileceğim birini araştırdım.Pek çok insan bir an önce işlerine gitmek için hızlı hızlı yürüyordu.Kimi koşar gibiydi.Şehir hayatı böyle diye içimden geçirdim.Esnafların kimi dükkanını temizlemekte, kapı önünü süpürmekle meşgul olurken, kimide dükkanın önüne oturmuş sabah çayını içmekte, kimileride bir araya gelmiş aralarında konuşmaktaydılar.
-Selamun Aleyküm Hayırlı işler
Diyerek birkaç insanın bir arada olduğu gruba yöneldim.
-Bir adres sorabilirmiyim…?

Devamını Oku
Mehmet Macit

(Hikâye)


Batı Anadolu’nun tarıma elverişli, yeşilliklerle dolu bir köyünde Ailemle beraber yaşayıp gidiyordum. Ailemin tek çocuğu olmam nedeniyle, annem ve babam üzerime çok düşerdi. Başka kardeşim olmuş, doğumda veya hemen sonrası yaşamamışlar, hayat, sadece bana yaşama şansı tanımıştı. Askerden geleli üç yıl olmuş, geniş ve bereketli arazilerimizde didinip duruyor, evlenmek için hazırlık yapıyordum.
Çok yakışıklı olmasam da, eli ayağı düzgün çalışkan biriydim. İşlerin çokluğundan boş zamanım olmaz, arkadaşlarım kahveye gelmiyorsun diye kızar, ev kuşu diye alay ederlerdi. Kahve hayatını hiç sevemedim. Ortaokul yıllarımdan beri, Türkçe öğretmenimin etkisinde kalarak okumaya merak salmış, boş kaldıkça bir şeyler okuyor, televizyon ile eğleşiyordum.
Sonbahar aylarından eylül olmalıydı. Bir akşam yemeğinde babam;

Devamını Oku
Mehmet Macit

Yaşıyorsam bu aşkı elbet bu benim suçum,
Boynuma doladığın kolların suçu yok mu?
Suskun kalma ne olur kalmadı artık gücüm,
Gelemiyorsam sana yolların suçu yok mu?

Yakışır mı pişmanlık? Yanarım bin kez daha.

Devamını Oku
Mehmet Macit

(dinmeyen bir yaradır çocukların dramı)

Silinmez akıllardan yaşanılan acılar.
Kirletildi vahşice küçük yaşta bacılar.
Katledildi hunharca çoluk çocuk hacılar.
Sevgiyle kucak açan müşfik ele gülümse,

Devamını Oku
Mehmet Macit

(Hikâye)

Sevmek ve sevilmek arasındaki ince çizgiler


Hafif hafif esen gece esintilerden korunmak için, ateşin karşısında sıcak havanın geldiği yöne uzanır gibi oturmuştum. Ara sıra istemeden de olsa havaya karışan sıcak dumanı soluyordum. Boğazımın acı acı yandığını fark etsem de, yerimi değiştirmeyi hiç düşünmedim.

Devamını Oku
Mehmet Macit

Yıllar süren yasıma,
Elli olmuş yaşıma,
Köşede bir başıma,
Aşkından üşüyorum.

Gönül özlem anında,

Devamını Oku
Mehmet Macit

Kokteyl kurmuş örgütler! Korku saldı, gördün mü?
Başkentin ortasında halk kıyıldı, gördün mü?

Yok mu şu makul şüphe? Geziyor canlı bomba,
Kalem tutan elleri, hapse aldı, gördün mü?

Devamını Oku