Zimanê me şêrîne zimanê me zehf xweşe,
Sedsalane naqede bo me Kurdan tim heye!
Soranî û Goranî,Dimilî û Kurmancî,
Her çar jî yek zimane zimanê me pir geşe.
Û zimanê zikmakî zimanê xwezaîye;
Çûme nav wan zozana
Kanî,newal,ber bêrma
Zevî,mêrg wan kulîlka
Jor de dengên qulunga
Quling hatin tof,refan
Nuh’tan bu yana sermaye sömürü dünyası
Tüm halklara hiç yok biraz faydası
Daim kelepçe vurulmuş nasırlı ellere
Özgürlüğe vurulan tüm zincirler halkası
Vurgun vuranlar hep şu göbekli bey, paşalar
Arı sever hep yol gider çiçeklerde toz toplar
Gül dolaşır polen emer döner kovana döker
Koza örer oğul yapar larvası arı olur
Tüm dertlere derman olan petek petek bal verir
O küçücük karıncalar hep azık peşindeler
Bahar mısın yaz mısın, can mısın canan mısın?
Güneş kadar sıcaksın, volkan mı yürek misin?
Şiirlerde, mısralarda ismin çok yazılı,
Gül, gülistan Kağızman ey Türkmen, Kürt diyarı
Ey Kağızman Kağızman bağ, bahçesi çayırlı,
Yürekten yüreğe sevda ateşi
Hep çağlar akar gönül nehrinden
Akar da akar sevdayla aşk ile
“Sevgi yoksa eğer yaşam yavandır” der
Aşk bir gönül işidir yüreğini al gel
Ne bahar ne yazım nede bir gülüm kaldı,
Kara kış tez geldi yine bu yollar dumanlı!
Sıla özlemi yüreğimi sardı ben yine yaralı;
Ne takat nede güç ve nede dermanım kaldı.
Yaş geldi geçiyor lâkin ömür kısa sıla uzak,
İşte böyle
Törpülenmemiş acılar
Sonsuz karanlığa gömülen
Zor yaşam, sınıflı toplum
Kağızman’ın kırsalında
Müfrezelerden kaçan
Bu sömüren düzende her yerimde bir yama
Böylesi bir devranda, yüreğimde bir kama
Kan akıyor her yerde, müsebbibi devlettir
Hak dedim hukuk dedim, beni attılar dama
Sırtımdaki bu kambur sistemin bütünüdür
Kimi devlete yaslanmış halkı soyuyor,
Vurmuş vurgunu almış yükünü gidiyor
Emeği aşıran tüm hırsız kodamanlar,
Şu rezil düzende yoksula laf ediyor.
Kimi patron-ağa olmuş kimi de bey,
hakikaten duygu dolu ders verici nitelikte bir şiir, kutlarım.