Aslı olsun olmasın her şeye kızar
Seksene varınca bastonla gezer
Onu paklar anca derince mezer
Gelir başa birgün ah bu yaşlılık
Yaşlan amma sakın ihtiyar olma
gün bulup gün yatan
güçlü kuvvetli bir amele Osman
sordum bu gün sevgililer günü
ne aldın sevgiline Osman
dedi ki. ! henüz almadım beyim
ev yolunda alacağım bulursam
tay, tay dururken
kağnıcak sürdüğüm günler
ah o günler çok gerilerde kaldınız
paytak, paytak yürürken
babamın pabuçlarımı ters giydiğim günler
ah o günler çok gerilerde kaldınız
gönülün adına yürek demişler
haberi bile yok garibin
nereden bilsin aşkı sevdayı
işi devri daim pompası gibi
durmadan çalışmak
güp güp güp
hayatı fark etmeli insan
ömür dediğin bir gündür
ne yarın yarın nede dün dündür
ömür dediğin nefes aldığın bu gündür
tanımaktır bilmektir gidişin
farkında olmaktır farkındalığın
Yaşlı küheylanı sürerler dağa
Pazara çıkartsan etmez bir paha
Gelirsem dünyaya eğer bir daha
Taşı taş üstüne koymam dostlarım
Göze batar ihtiyarın boğazı
ay gecenin karanlığında iz peşinde
yakamozları parlayan gümüş
suya saçılmış param parça inci inci
ışıl ışıl kıpır kıpır darmadağın
sanki denizle esinin açığını arıyor
oysa bilmiyor ki her gece
Elinde bakracın gidiyon suya
Görünce vuruldum endama boya
Bana seni yazar yaradan buya
Gel yarim ol sev beni güzelim
Andım seni hayalin gözlerimde
o bir çim adamdı masada oturan
kulak ve burnu düğmeli
gözleri bir çift siyah boncuktan
tepesi yeşeren hoş bir adam
öylesine melül öylesine boş bakan
............
kaçan uçurtması ardından koşan
bir çocuk düşmüş ağlıyordu
dizi yaralanmış habersizdi akan kanından
hüzünlü gözleri uçurtmasını arıyordu
parçalanarak gelen annesi
kaldırdı düştüğü yerden oda ağlıyordu
evime gazadan dönen kumandan edasıyla
eğerli ata binermişçesine bindim gelen taksiye
gözlerimi sır kapısından su gibi akan yola çevirdim.
Yolun açık kalemin keskin olsun olsun arkadaş