Lütfi Kireçci Şiirleri - Şair Lütfi Kireçci

Lütfi Kireçci

Rüzgarın kumaşını kestik,
yama ekledik tövbe tutmaz günahlarımıza,
Al başına mahmur sevdalar,

Fırat sen dur ben akayım,
Dicle aksın ben kavuşayım…

Devamını Oku
Lütfi Kireçci

Hazırla zıpkınları
Ağları da al yanına
Bir de çay demle termosa
Sigaraları da unutma
Sabah ne zaman döneriz
İşte orasına karışma

Devamını Oku
Lütfi Kireçci

Gökyüzü cömerttir martıların çığlıklarını emzirirken mavilere


Şimdi bir yangın seli dökülüyor içime
Mavi akan bir ırmağa girerken bedenim
Öfkemi kurtarmaya çalışıyorum

Devamını Oku
Lütfi Kireçci

Gürültülü kelimelerle sıkarken dişlerimi militanizm

Mavi bir yıldırım düşer her gün
Zindanın kaybolduğu yüreğime
Siyahlara bürünmüş bir cellât geçer,
Ömür raylarının üstünden,

Devamını Oku
Lütfi Kireçci

Güz Akşamları

Ne güzel yaşıyordum şunun şurasında
Kapılmadan anaforuna güz akşamlarının
Bir yol çizdi gözlerime süngüler
Taş duvarlara,

Devamını Oku
Lütfi Kireçci

Halid bin Velid
Lakabı seyfullah,
Allah’ın yeryüzündeki kudret kılıcı,
Ne Müslüman olmadan önce
Ne Müslüman olduktan sonra
Hiçbir yenilgisi, yok……..

Devamını Oku
Lütfi Kireçci

Dilimde paslı bir zaman tortusu
Dokuz doğuran derviş postundayım
İçimde eski bir İstanbul
Dudaklarımda martılar
Mavilere yaslanmış şiirler
Say ki bir ada vapuruna binmişim.

Devamını Oku
Lütfi Kireçci

Bizi bağlayan yılgı atlarının düşlerimize bıraktığı
Gül cesetleri
Mübalağa mı olur gece karanlıkta arasak güneşleri,
Şehir yabancı, kuşlar yabancı,
Annesini ararken ağlamayan çocuklar var artık
Bir tren garındayım, güneye gidiyorum kendi kuzeyimden,

Devamını Oku
Lütfi Kireçci

Kayıp zamanlara ödünç verdiğim mülteci yüreğim,
Elalemin kervan geçmez saraylarında ne aradın
Tespih tanelerini kurtarıp kurt kapanından namlulara mı sürdün
Erciyes’in tepesinde oturup dut pekmezi mi yemekti geceye yürüyüşün
Hangi ırmağa girdinde boğulmadın kırk boğumluk korkularınla
Şimdi bir mangal başında kutla zaferini bağırtıların

Devamını Oku
Lütfi Kireçci

Ağzımda kişneyen,
Savaş atlarımı sürmüyorum şehrin yabancılığına,
Bilgece umutlar kuşanıp kutup yıldızının düştüğü yerlerden
Suyun üstünde akıp giden bir dal değil,
Siyanür sürülmüş hançerlerden çıkarabildiğim bedenim,
Ben hala seher vakitleri kuşların ötmesini dinliyorum.

Devamını Oku