Yüreğimdeki zehri mısralara akıttım zehrine şiir dediler.
LOKMAN KAYA
SENİ NASIL SEVDİM BİLİYORMUSUN
Bütün mevsimlerde yüzüm kırağı tutuyor
Sen de benim gibi üşüyormusun
Seni nasıl sevdim biliyormusun
Ölenin adresi bellidir.
Toprağına dokunursun, konuşursun,
ona sesini duyurursun.
"Niye geldin, ne işin var burda"
demez sana. Seni dinler...
Ya giden nerdedir?
Gözlerinin önüne düşen uzun kakülü
up uzun siyah kirpikleri
Işıl ışıl umut saçan gözleriyle
Sabah güneşinden ışık çalmak için yüzüne
Yurdun duvarına yaslanan,
Çocuk kalmak istedim gözlerinde.
Hasta kalbimin sebebi sensin,
iki paket içiyorum seni her gün.
Her nefesimde, her saniyemde sensin
sen benim canıma kansersin.
Beni acıtan tek şey sensin, kanatan sen.
Ağrıyan solum sen, ağrıyan yanım sen, gözümdeki selsin sen.
Ankara’da sadece bir tane mahalle vardı.
O mahallede sadece sen vardın.
Bütün yollar sana bağlanırdı.
Ne zaman Sana gelmeye kalksam
sokaklar karışırdı.
Çık çık aklımdan çık rüyalarımdan çık
Ben ben olayım kendimi vurmadan bulayım çık
Geceye yatasım gündüze uyanasım yok
Aç kalayım tok olasım yok
Öleyim yaşayasım yok
Yeşeren yaprağım bile yok
Hangi sancıların sabahındayım bilemezsin
Kaç kez soluğum kesildi, yokluğunda tutsak kaldım
Sensizliğin benden çalıp götürdüklerini sen bilemezsin
Kaç mevsim kaç gölgemde seni aradım
Bir can ölüyor uğrunda görmezden gelemezsin
Sessizliğin sesiyle tanıştım
sensizliğimde ve kimsesizliğimde.
Sen güneşken çehrelere
ben acımın gölgesinde.
Hiç cimri değildi yalnızlık
hiç karanlığını esirgemedi
Yüreğimdeki pası sökeceksen
gözlerimdeki yaşı sileceksen
harcanan yıllarımı vereceksen
İçime sinmiyor bu gidişin,
korkarım dönüşün olmayacak.
Ayrılık yaman çıkar,
korkarım bu defa bizi fena vuracak.
Kınası silinmeden, kefeni biçilen
gelin gibi duygularım.
Severek takip ediyoruz, saygılar üstadım.