Dagları delip çölleri aşmam mı lazım
ferhat'ı mecnun'u geçmem mi lazım
canıma kıyıp kefenimle sana gelmem mi lazım
sevgimi ispat için ne lazım sana
Derdin nedir diye sorman şaçma degil mi?
Derdini anlatabilen şiir yazar mı?
Yazdıran da değilmidir marifet?
Yazanın meziyeti var mı?
Lokman Kaya
Adım gibi biliyorum
Bir daha hiç gelmeyeceksin
Ama her an ansızın çıkıp
Gelecekmişsin gibi geliyor.
Ne zaman duran bir otobüs görsem
Ellerin kadar sıcak, gençliğimiz kadar gevrek
Ankara simidini çaysız yediğimiz saatleri,
kış akşamlarında kırağı tutan ellerimizle
ritmine kilitlendiğimiz mavi hüzünlü geceleri,
güne aynı anda uyanıp, göz göze geldiğimizde
dudaklarımızı büzüştüren gözyaşlarımızla
Yine hayal kırıklığı yaşıyorum
bir araba dayak yemişim gibiyim
neden aşkın altında eziliyorum
ezen aşk mı sen misin
hamuru bozuk aşklara merdane oldum
kendi kalp şeklimden fire veriyorum
Şasırma bakınca soğuk yüzüme
Zalimden hediye her bir çizgiye
Yazılan onlarca ıslak dizeye
Bu sabah uyandığımda yine sensiz, kimsesizdim.
Yine sağ yanım boş,
sol yanım seninle dolu olsada.
Bakışlarım hala sende mi? Gittiler mi?
Sende duruyorlar mı?
Ağlama sakın, düşmeyeyim damla damla gözlerinden
Şiir lal tutmuş dilin anahtarıdır
Elle degil kalple yazılır
Malzeme olarak bir gram acı
On gram sevgi lazımdır…
Lokman Kaya
Düşmemeliydi sevgimiz ayaklara
Dillerde sakız olmamalıydı
Ölürcesine severken delice
Uçurmamalıydık onu kalplerimizden
Adımlarımın haddi hesabı yok odamda
Severek takip ediyoruz, saygılar üstadım.