Siz bahar olun
Yeşil olun
Ekinlerde başak olun
Sarı olun
Karanlıklarda yol olun
Siyah olun
Hey sen! !
Diye seslendi sessizliğim.
Bu yakınlarda seni gördün mü,
Sensizliğimin yakınlarında.
Sen git, ben sonra gelirim.
Hazırla sofrayı.
Umutlarını da koy,
Benden kaçışlarını da.
Ben toplar gelirim sonra ardında kalanlarını,
Asla da unutmam yalanlarını.
Artık ışıklar aydınlatmıyor İstanbul'u.
Gökyüzü mavisi vermiyor eski huzuru.
Sabah güneşi de ısıtmıyor, ışıtmıyor.
Dağ çiçeğini de sevmem zaten,
Alerji yapar yaprakları.
Sen en iyisi kendi dağlarında güneş ol, çiçek ol
Ne fırtınalar atlattı bu gönül de
Bir gülüşünün esintisinde yıkıldı.
Uyan artık ey hece
Haydi git artık şiirdeki yerine.
Belki bir güzel yolunu bekler,
Kendini anlatan dizelerde.
Bu akşam da
Aynı şeyler oluyor dışarda.
Çıt çıkmıyor.
Ne bir özlem sesi
Ne de bir sıcak nefes,
Ki sıcak esermiş özlemin sesi.
Hani sonbahardır ya benim mevsimim.
Hani hep sararmış yapraklar,
Evine dönen kuşlar,
Tadı unutulmuş dudaklar,
Defalarca silinmiş anılar.
İşte şimdi…
Hırçın dalga sesleri miydi seni yıpratan?
Denizden esen rüzgardan mı kurudun?
Bir zamanlar,
Etrafında arıların kelebeklerin uçuştuğu bir güzel çiçektin,
Unuttun,
Kurudun.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!