Hayatın karatahtasına,
Tutkular yazdık binlerce hece.
Umutları çizdik gizlice.
Şimdi sana,
Kalan kelimeleri yolluyorum.
Hepsi sana ait.
ah bu şiirler değilmidir ki
sallanan iç dünyamızın salıncağı,
bir o yana
bir buyana
kah ana kucağı
kah yarin kucağı...
nasıl bir karanlıktır ki bu,
geceyi kıskıvrak sarmalar.
ve çepeçevre sararak beynimi,
düşüncelerimin arasına sızar.
öylece geçip giden tekdüze zamanlarda,
bir tek sen yakarsın benliğimdeki
Hep uzaktan seyrettik hayatı.
Yılların sensizliğine gömüldük.
Zor geldi,
Akşam yağmurlarında yalnız yürümek,
Şarkıları tek başına dinlemek.
Yokluklar geleceği çalmadan,
Senin sevgin sonsuzluktan bile farklı,
Ne kadar Mecnun, Ferhat varsa hepsi haklı.
Bir tutku, bir aşk, bir bakış,
Bir sabah gülüşünde saklı.
Bazen
Aynı nefeste
Aynı bakışta
Aynı gülüşte
Aynı kadehde buluşursun.
Ama Bir türlü
kaç pazartesi geçti ömrümüzden,
saymadık ki, gece gece.
kaç kez dönülmüş verilen sözden,
okunmuyor ki hece hece.
hayatı eşit karelere böldük.
bazısı siyah kaldı, sanki bilmece.
Ben susarken yazarım, sen bilir misin?
Aşklarım suskunluğumda saklıdır.
Konuşurken âşık sanarlardı beni.
Seslerim gizlemezdi bakışlarımı.
Aşıktım, öyle göründüm yıllarca.
Oysaki ne sevdalar, ne tutkular anlatacaktım.
sen bir kara derya
ben bir garip balık oldum
heyhat ne çare
ben susuzluktan öldüm.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!