Bu isimsiz resmine
Bilmem kaç defa baktım.
Bakışının farkına varamadım.
Bir kadehe kaç şişe doldurdum?
Hangi yudumda sen vardın?
Anlamadım,
Meğerse
Keskin bir kılıçmış yalnızlık,
Daha da bilenmiş kınında,
Senin gidişini beklerken.
Hayat bir oyun,
Aşk ise oyun taşı.
Ama sen,
Hep yanlış yerdeydin
Bu iki kişilik oyun tahtasında.
Gözlerindeki aşk pırıltısı,
Hiç tükenmeyecekmiş gibi akan,
Bir şelale gürültüsüydü.
Birazdan kararır hava,
Kuşlar toplar tezgahları.
Sen ve elinde simit,
Paylaşırsın yalnızlıkları.
Sen bu rüzgar
Ben bu yürek olduktan sonra,
Ne bu esinti biter
Ne de sevdalar.
Papatyalar
Fallar açsa kendinden.
Son yaprağı
Hep aşk olsa.
Sen, sen,
Ben, ben,
Nakış nakış işledim
Bakışlarını yüreğime.
Gülüşlerinde yaşadım,
Tüm renkleri.
Gelse de tufan,
Esse de fırtına…
Saklanılmıyormuş meğerse
Aşkın heyecanından,
Çocuksu mutluluğundan.
Aşk da beklermiş zamanını
Kalbin kıvrımlarında,
Bir gün sobe demek için.
Alev alev çizmişler
Yalnızlık kuyusunun
Çıkış merdivenlerini.
Tut tutabilirsen,
Çık çıkabilirsen şimdi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!