Ben sabahı görmedim.
Kuşluk vakti uyandırdılar beni uykusuzluğumdan.
Öğleyin açtım zaten.
İkindide doyurdum karnımı göz yaşlarımla.
Söyleyin güneşe böyle batmasın ufkumun
hazanına.
Gün garip bir çocuk gibi eğince başını,
Güneşin gölgesi düşer sonsuzluğun üstüne.
Uyanınca yüreğimdeki hatıraların,
Bir yıldız gülümser uzaklardan gecenin
matemine.
O sensin işte.
Trabzonun Sahasi
Sanki hamsi tavasi
Karadenizden eser
Futbolun fırtınasi
Hayata tutunacak argümanlarını sen yaratmalısın, Başkalarının yarattığı argümanlara tutunanlar bir gün düşmeye mahkumdur.
Biz reel bir düzlemde sergilerken fikrimizin tadını,
Potansiyel suçluyuz onlara göre.
Anında yamatırlar bize bir kanun maddesini.
Fikirler hep suçlu çıkarılır da,
Nedense hep bileklere takıldı kelepçeler.
Şiir nedir bilmezdim ben,
Bilmezdim kelimelerle raks etmeyi.
Rüzgarların dili olduğunu bilmezdim,
Yıldızların da yağdığını gökyüzünden.
Ne mecazdan anlardım, ne hicazdan.
Sen o bildiğim sen değilsin artık.
Parıltısı yok gözlerinde yıldızların.
Güneş değil dudakların şimdi.
Silinmiş al elmaların allığı yanaklarından.
Yüreğin aşk kokmuyor eskisi gibi.
Yapmamalıydın bunu,
Aşina yaraları Karadeniz’in.
Ağlar sahipsizliğine mevsimler boyu.
Her damla hançer olup
Sokulur yalnızlığına acımasızca.
Ve kabartır yüreğini Yıldız Karayel.
İşte o zaman salar nefesini kuzeyden,
Yeter ki bir şeyler üret sanat adına,
Uçar gider,
İpi kopmuş bir uçurtma gibi avuçlarından.
Varır menziline er veya geç, bütün sıcaklığıyla.
Taşır yüreğinin rengini evrensel boyutlara.
Engel tanımaz kalemin hürriyeti.
Döner durur ahengini bozmadan saatler.
Öğütür çarklarında zamanı.
Her turda bozar durur fiyakamızı,
Biz farkında olmasak da.
Çizer çizgilerini yüzümüze sinsice.
Saatler kalleş.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!