Değer verilmedi mi değersizliklere söyleyin.
Talan edilmedi mi memleketin her yanı.
Alkış tutulmadı mı hırsızlıklara.
Geçit verilmedi mi bir bir rüşvet çarkıyla,
Kanımızı emen yolsuzluklara.
Gecemiz kara, karadan da kara yıldızlarımız.
Öyleyse biz ışık olalım birbirimize.
Bir güneş gibi doğsun,
Bulanık gecelerin sabahında hürriyet.
Susamış dudaklara tuz ekmeye kalkıyorsunuz.
Dişliyor ellerinizi dişler.
İşte böyle başlıyor kavgalar,
Yolunda gitmiyor işler.
Gel gecenin bir vakti kimseye duyulmadan.
Usulca sokul rüyalarıma ben uykudayken.
Al götür beni bulutların üstüne.
Benim mavi kanatlarım olsun senin pembe.
Dolaşalım ıssızlığını tabiatın.
Kirli siyasetlerle kirletilmişse düzen,
Rüşvet şaha kalkmışsa
Ankara dan yüz bulup,
Gölgelerin altında cılız kalmışsa sanat,
Ağlıyorsa özgürlük copların gölgesinde,
Çomak sokuluyorsa insanlık onuruna.
Hep nemli bulutlar gibi efkârım.
Onun için;
Karadeniz kokar göz yaşlarım.
Ölüm yağmurları yağacak semalardan yine.
Can pazarları kurulacak,
Masum insanların sokaklarında.
Belki bir çocuk parkı ağlayacak çocuklarına.
Belki de bir çınar ağacı isabet alacak,
Hiç bir şeyden habersiz.
Siyasi yemeklerde en uc noktadır kaşar.
Ağzını açmış bekler nereden bilsin bizim yaşar.
Gün gelir beklemekten Yaşar da taşar.
Sonra da meze olur Yaşar ve kaşar....
Dünyanın yüz karası bebeklerin katili
Mazlumların ahını aldın katil İsrail
Bu vahşete nedense sustu dünyanın dili
İtlerini Gazze’ye saldın katil İsrail
Adının eşittiri terörist devlet demek
Ben ben değilim buralarda dostlarım,
Ben ben değilim.
Ben ağustos sıcağında titrek.
Ben rüyalarımda ürkek.
Ben benden firarda.
Usandım beni bensiz yaşamaktan.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!