Kerem Yüce Şiirleri - Şair Kerem Yüce

0

TAKİPÇİ

Kerem Yüce

Bir kedim vardı beyazı çok siyahı az
İlk defa adını benden öğrenen
Minnoş dediğimde kulaklarını havaya dikip
Son hızla koşup yanıma tüneyen.
Bir kedim vardı üstelik karnı burnunda
Kapımın önünde yatıp bacaklarıma dolanan

Devamını Oku
Kerem Yüce

Bir güneş yürüyor yolun kenarından
Ortalık cehennemden bir gün
Önce saçları dökülüyor omuzlarına
Peşine alnından boncuk boncuk damlalar
Bir güneş yürüyor şehrin kaldırımlarında
Ayakları ufaktan ve henüz çok küçük

Devamını Oku
Kerem Yüce

Eskiden bir kız çok severdi beni
Okulun kapısında hep karşılaştığım
Giderken ardımdan beni süzen
Ama hergün mutlaka rastladığım
O bana sevda dolu gözlerle bakarken
Bir kez olsun yüzüne bakamadığım

Devamını Oku
Kerem Yüce

Gelip giden otobüslere
Yürüyüp uzaklaşan insanlara aldırmadan
Ben seni yazarım Aşti'ye
Göğsümde beklemenin o boş resmi
Gözlerime tüneyen bir kuş
Ve o kuşu izleyen damladan kediler

Devamını Oku
Kerem Yüce

Sanma ki bir gün affedipte dön derim sana
Ne anlamı kalır ki o zaman kendimi eskitmişliğimin
Öfkem göğsüme kazma vurup inim inim inletirken
Asitten yaşlar tenimi eritip içimi delik deşik etmişken
Sanmaki bir gün seni affedip geri dön derim...
Git gidebildiğin kadar yol al uzaklarıma

Devamını Oku
Kerem Yüce

Görüyorsun işte hayat devam ediyor yar
Herkes bir koşuşturmanın peşinde
Kimi koşar adım işine giderken
Kimiyse okula gönderdiği çocuğunun derdinde
Düşüncesi yüzünden hapse girenler
Kör bir kurşuna doğru yol alırken

Devamını Oku
Kerem Yüce

Bir yaz havasında tanışmıştık seninle
Sonbahara bir kala esen sıcak rüzgar
O rüzgarda uçuşan siyahtan kahküllü saçların
Yeni bir liman kuruyordun gözlerimde
Projesini ilk bakışta çizdiğin
Kendine ait olan o tersanede

Devamını Oku
Kerem Yüce

Başıboş sokaklarda geziniyordu sevdalar; terkederken ucurtmalar gökyüzünü,dolaşıyordu bu sokakta yürek yaralayanlar ve kızıla boyanıyordu güneşin rengi...Herkese sevdalı diyorlardı ya gerçek sevdalının zoruna gidiyordu bu...Birbirini tanımadan oluşan bir topluluk ve bu topluluğun içinde mutluluğun emsali sınırsız gülücükleri dağıtan bir çift insan,biraz sonra ortadan ikiye bölünmeye hazır kırmızı kurdelanın ucunda iki sembolik halka,üç-beş sayfalık defter ve kalem hazır bekliyor masanın ucunda...Bu kadar basit görünüyordu sevdanın giriş kapısı.Ya sonrası? Üç-beş sayfalık bir defterle kapanmıyordu oysa mazi ve kapanmadıkça rutubet bağlıyordu aşkın odaları...Çözülüyordu kireçler duvardan; nereye kadar süpürülebilirdi,ne kadar yaşanılabilirdi boya tutmayan duvarların arasında? İçindeki acıdan sıyrılmak isterken insan ihanetin rüzgarları çarpıyordu camları...Yakılırken parfüm kokulu mektuplar,silinirken son mesajlar kimseler bilmiyordu yüreğin nasıl temizleneceğini.Kanser hücresi gibi hızla çoğalırken kırıntılar,son nefesini veriyordu sıkışıp kaldığı yerde yalancı mutluluklar...Kırık bir gururla sığınılırken sevda sokağına,son umutlarda eriyordu dillerini yalan zırhına bürümüş gönül avcılarında.Merdivenlerden düşerken aşk gözlerden çoktan düşmüş olurdu iki damlayla ve ipi olmayan kuyularda uzatılan ipleri görmezden gelerek yaşıyordu bu sokakta yolunu kaybedenler,muhtaçlığın başgösterdiği yerde sımsıkı sarılıyordu insan vicdanına,gururun bıraktığı izlere aldırmadan...
Ucurum kenarında nadir açardı kardelenler,yıldızlar gizlice kaymaya çalışırdı gökyüzünden; şimdi ise kardelen dolu uçurum kenarları,nispet yapar gibi saklanmadan kayıyor yıldızlar,çünkü mazi dururken gönülde başlamadan bitiyordu bu sokakta hikayeler...

Devamını Oku
Kerem Yüce

Dön desen; bir sabah o derin hazla uyansam yatağımdan
Açsam perdeleri,aydınlatsa yine güneş yüreğimin derinlerini
En mutlu nağmeler dökülse,güne adınla başlasa dilim
Ve boğulsa kelimeler boğazımda yüzüne her baktığımda
Kamaşsa gözlerim gözlerinin o eşsiz parıltısında
Çıkıp gelsen,hesap sormaksızın sarılsan boynuma

Devamını Oku
Kerem Yüce

Benim adım Mustafa,kardeşimin Kemal,babamsa atadan türk,annem kardeşimi dünyaya getirirken son nefesini vermiş ama kız da olsa erkek te olsa adı Kemal olsun diye vasiyet etmiş,vatan aşkı bu kadar büyük olunca inandığı ona gönlünde yatan aslanın adını verebileceği iki tane aslan gibi evlat hediye etmiş...
Benim adım Mustafa,kardeşimin Kemal,atalarımızdan emanet aldığımız bu bayrağı taşıyoruz alnımız açık,başımız dik.Ne engeller çıktı karşımıza,ne yobazlar,ne çakıltaşları,bayrağımızı okşayan yüreğimizdeki rüzgarla hepsini bertaraf ettik ve biz Çanakkale'de,Sarıkamış'ta,Sakarya'da memleketin her bir taşında her bir karış toprağında can vermiş atalarımızın mirasını korumaya yemin ettik...
Benim adım Mustafa,kardeşimin Kemal; biz kendimize tek bir örnek seçtik,adı Mustafa Kemal,yolu laik bağımsız Türkiye,şimdi biz o yolları adımlıyoruz yorulmadan bıkmadan huzurla,gördüğümüz herkese kırmızı beyaz bayrağımızdan hediye ediyoruz,Mustafalar'a,Kemaller'e adlarının kutsallığını öğretirken herkesi Mustafa ve Kemal olmaya davet ediyoruz...
Benim adım Mustafa kardeşimin Kemal,haydi kalk uyan güzel yurdumun güzel insanı sahip çık adına vatan dediğin toprağına,kapama kulaklarını bu toprak için canını seve seve feda etmiş atalarının feryadına,bakın gördünüz mü karlı tepelerde nasıl da dalgalanıyor al bayrak,haydi zaman kötü niyetlerin arttığı zaman,sahip çıkalım andımıza; çünkü bizim bu vatan; toprağı bizim,aldığımız nefesi bizim,senin benim ayrımı olmadan yalnız bizim.Haydi yoldaşlar; sevgili ülkem sen Mustafa'sın sen Kemal'sin diye ayırım yapmaz,çünkü Türkiye Cumhuriyeti hepimizin ve asla parçalanamaz...

Devamını Oku