Gölgeli sulardan geçmişsin
Ağrısız dertlerinle
Hüzünlü bir kıyama durmuşsun
Bir girdaptır bu dünya
Taa derinlerden sesleniyorum sana
Boğulmuş günlerimle
“Uçurtmayı vurmasınlar” demişti
Onlar kağıttan bir uçağı ezdiler
Kirlenmiş kanatlarına
İlk kez Bilal dokundu
Korkmadan
Bomba yoktu
Beni böyle bırakma
Seni sevmem tabiidir
Her an kaybetmekten korkmam gibi
Yüzünü çevirme benden
Fırtınalar bir kez daha merhamet gösteriyor gemilere
Bir kez daha kaybediyorum ben de
Ellerine kokum sindi
Kirpiklerine uzaktan muğlak bir suretim
Bir mavzer düştü aramıza
İki minik kuş vardı kabzasında
Tek bir mermi
Tek bir hayat lazım ikimize
Sonu olmayan gözlerinle
Bana öyle bakma
Sonsuz bir azapta beni bırakma
Kabına dar sözcüklerim
Bendine düşman
Yatağına müptela ovalar boyunca
Aynı sofraya otururduk, bozkırdı bir yanımız
İçimizdeki korkulardan
Bir tebessümün yeterdi
Günlerce mutlu olmama
Ne kadar güzel severdin
Ne çok özlerdin
Kulaklarımda sensiz bir iklimin uğultusu
Toprak çağırıyor beni
Soğuk
Olabildiğince soğuk mezarları düşünüyorum
Bu ormanda yakılıyorum
Ve titrekti akbabaların sesi
Olur ya bir gün
Özlemek gibi bir duyguya kapılırsan
Günün herhangi bir anında
Seni düşündüğümü bilmelisin
Olur ya bir gün
Vakit tamam sevgilim
Az sonra ellerimi bırakacaksın
Bir ölünün bedenini terk ettiği gibi
Bir sıcaklık usul usul ayrılacak ellerimden
Dilimde boşanmayı bekleyen kelimelerle
Kanımın katılaştığını hissediyorum
İyi bak yüzüme
Azap çeken kuşları gördün mü
İyi bak sözlerine
Açtığın yaraları gördün mü
Sana ram olan bütün nazarlar
Bir mızrak gibi durur hala göğsümde




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!