Bir hayli alıştım sana
Bir hayli büyüdü orman kuşları
Birbiri üzerine zamanı saydı
İlkel bir takvim
Birden bire hatırladım
Vurulup kaldığım o kalabalık kaldırımı
Kanatlı kuşlar bile giremezdi kalbine
Yalnız ben bir yol bulabildim bir köşesine
Yelelerini rüzgara vermiş doru atlar bilirdi
Neden dönüp dolaşıp sana geldigimi
Cerenlere benziyordu ilkel gülüşlerin
Cerenlere benziyordu tedirgin bakışların
Birkaç anı ilikledim bugün
Perdelerimin ufka bakmayan
İçe dönük yüzlerine
Bugün bir şiir düştü
Gözbebeklerinin perdesine
Akşamüstü güneşiyle birlikte
Küçük küçüktü sevmeler
Küçük küçüktü sancılı adımlar ilkin
Büyük büyük konuştu
Minicik yüreğiyle
Reyyan kokusuyla
Bir türkü söyledi
Güz geçti sevgilim
Senli benli bir kış mevsiminden geçiyoruz
Duvar önlerinde beklediğim onca yıldan sonra
Anladım ki
Güneş hep aydınlık günlerimize doğmuş
Senin ellerin gibi
Mahiyetini bilmediğim bir serenattayım
Ekseni biraz daha kırıldı yaşantımın
Laedri bir şiirle karşılıyorum seni
İlkel bir yöntemdir, hazırsızlığıma aldırma
Kifayetsiz sözlerim güzelliğine erişemez
Endişelenmek yersizdir gayrı dizlerinde
Geceler resmedebilse
Yıldız tozundan
Kokulu ellerini
Göğün en karanlık noktasına
Yine de arayabilirim
O ilk çağlarda
Nasıralı çocukların tebessümü
Uzak yıldızların burcunda asılı
Göz yaşlarım kurudu
Aramızdaki ağlama duvarında
Ben bu çürümüş etimle
Hiç şiir yazmasa mıydım
Neden aniden saçıldı
Mor lalenin kurumuş yaprakları
Her yaprak bir ihanet sureti
Savurdu ruzigar
Dağıldı semadaki göçmen kuşları
Kanatları kırılmış mevsimlik uçurtma
İki küçük çocuktuk biz
Zamanı tüketmiştik umarsızca
Vaktinden çok sonra gelen bir muştuyla
Büyümeye başladık
Hani ceylan gibi ürkek bakışlarla bazen
Yaklaştık ipince bir çizgi üzerinde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!