Omzumda çantam dışarı çıkıyorum
Yürüyorum kaldırımlar boyu,
“Hayat ne güzel anne” diye,
Bir şiir dolanıyor dilime
Psikoloji bölümünde okuyorum bu arada
Ruhundan inci gibi dökülen, raks dans eden sözlerin,
Sana attırır adımlarımı benim
Dalarım başka âleme, büyüsü bozulmamış diyarlara
Olurum çağlayan, coşan nehirlerin kıyılarında
Parlaklık ışığın olandır bana sevdan
Keder dünyasından, durgun sulardan,
Yağmur yağardı, sonra Nisan
Islanırdık kaldırımlarda
Toprak rengini almış tozlu yollarda
Saçlarına kekik kokusu düşerdi
Bir deli oğlan türkü tutturmuş
Hazin bir ses, yeri, göğü inletirdi
Sevdanı saldın her zerreme
Baldıran zehri acısı gibi ölümcül olsa da,
Razıyım tek senin sevdan için can vereyim
Geçici değil ki sevdamız bizim
Tüm şarjörünü aşka dönüştürmüş,
Boşalttın yüreğime bir tetikte,
Afak dan yansıyan parıltılar, sıla,
Özlemimle vurur, yaşamın kıyısına,
Azal da geçen ömrümün çığlıkları kopar,
Dayanır gurbetin son kapısına
Düş bahçelerimde,
Her mevsim ayrı bir çiçek solar,
Ey annem, ey babam,
Ey ardımda kalan topraklar,
Bu satırlar, belki size ulaşmayacak;
Belki de bir dağın yamacında
Bir asker defterinin son sayfasında
Donup kalacak…
Sevdanla oldu uyanışım, doğuşum
Yaban otları arasında var olan sarmaşığımsın
Sardın tenimi, ruhumu
Batıcı, yakıcı da olsa yaprakların
İncitemez beni, yakamaz canım
Bütün meselem sensin, yok başka hiç bir şeyim
Bomba sesleri, çığlıklar, korku, karanlık,
Yaşamın kıyısında boğulmuş aylan bebekler,
Çirkince katledilen,
masumiyet yüzlü çocuklarımız,
Dünya uçurumun kenarında,
Bütün anneler, babalar çaresiz haykırıyor!
Sen geldin;
Zamansız yağmurlardan kokun salındı bedenime
Sen geldin;
Baharı muştuladı ellerin ellerime,
İlkbaharın esintisi savruldu,
Yüzünün bana bakan çizgilerinde
Kederlenme gönül, her çiçek bir tohum açar
Unutulmaz dediğin acılar, gün gelir hesap sorar
Düşmüşüm bir sevdanın peşine, başka yar bilmem
Acılarım sonbahardır, yapraklar düşse üzerime,
Gizlenemem
Ümitlerim köprü, sen yolcu, ben hancı



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!