bir bulut,
bir yağmur,
bir de ben
üç kardeşiz
benim umutlarım var
yağmur dolu buluttan
Hayallerimde siyah üstünde beyaz şeffaf tül
Her karanlık uçuşan hayaller tangosu;
Her şey bir seremoni,
Alışılmış zamanı tüketiyor.
Oysa eskiden
zamanın tükettiği şeylerdi şikayetlerimiz;
Hayallerde sen varsın, siyah üstünde beyaz şeffaf tül
Her baktığım karanlıkta uçuşan hayaletlerin tangosu;
Her şey alışılmış bir seremoni gibi zamanı tüketiyor.
Oysa eskiden zamanın tükettiği şeylerdi şikayetlerimiz
Hiçbir şey böylesine ters düz oluşmazdı…
Karanlıkta oluşmak tango temaslarında tahrik ediciydı,
Cennet diye konulduğum yerdeki nur aydınlanmasında
Bir balinanın memelerini okşayacağım senin sanarak
Senin yerini tutmayacak hiçbir şey
Cennetten kovulup cehenneme konulacağımı bilmesem
Bir elma kopartıp yiyeceğim
Senin karanlık dünyana dönmek için
Şükür bu defa da alabildik piyango biletimizi
umut fakirin ekmeğidir ya...
hani diyorum ki,
şöyle küçük bir ikramiye...
deniz kıyısında
küçük bir salyangoz kabuğu, alsın,
"umudu da götürme yanında...
umut,
yoksan da
yaşamaktır,
yaşamla avunmaktır,
umut
Umut’du adı,
Lösemi hastasıydı.
Sevgi anne
Acı içindeki kalbine
Kararlılıkla direniyordu,
Acısını,
I.
Dişi kuşlar ve gökkuşağından yedi renk,
bir dünya kurdu ikimize
ve şiirler dillendi aşk için.
Aşk, haykırılarak okunulacak bir şiirmiş,
hayatın kulaklarından
en çok unutmayı severdi,
unuttu onu,
en çok sevdiği ben oldum.
bense beni sevmezdim onun gibi.
hatta nefret ederdim.
Ahde vefa unutuldu
barış ↔ savaş unutuldu...
tutku ↔ nefret unutuldu...
artık dalgaların kıyısında
deniz yıldızları toplamaz olduk,
yazdığımız barış şiirlerini
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!