Kristal avizeler asıyorum
’gök’ yüzüne, her rüzgarda hışıltı sesleri, yorgun
şeraresi şırıldamakta sarımsı şafakların,
dünya kötülerle iyileri
bir arada barındıracak kadar büyük
ama
Allah, kötüler için dünyayı yaratmış;
İyileri de ibret olsunlar diye…
Allah, iyileri kullanıp anlatmış kötülüğü,
Caassiopeia’dan on bin yıl önce çıkmıştım
On bin yaşındaydım
Sense
Yıldızların en parlağı,
Kuasar’dın,
Yüz milyar yıldızın
Hep böyle güzel bak,
küçük kız,
gülerek,
sonsuzluğa bakar gibi
derin olsun bakışların.
Sonsuzluktan yansıyacak her gülüşün için,
Gecenin korkunçluğu ortasında
yemyeşil bir örtünün karanlık gölgesindeyim
her şeye rağmen
dolunay
gülümsemesine
el salla
şimdi
gösteriş zamanı,
evcil köpekdişleri büyüyor,
Unutulmaz bakışlar bir renkten ibarettir...
Unutulmaz aşkların bakışları yeşildir…
Bildiklerimi ne kadar unutursam unutayım,
unutamadığım bir sen varsın gene de...
Bir orman gibi yeşil bakıyordun Leyla!
Vazgeçiyorsa kelebekçe sevmekten,
Sudan bahanelerle kırgınlıklar yaratıyorsa aramızda, gitmelere,
Yalvartıyorsa gitme diye,
gene de gidiyorsa umursamasız…
Elimi kolumu bağlamıştır çaresizliğim.
Görürüm gidişini, ardından,
lütfen ölme yaşlı budala
gitmek için çok erken
henüz öğlen oldu
daha gelmedi akşam
yatıp durma kalk, uyuma
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!