elimde iki not pusulası...
"unutmayacakların"
ve
"unutacakların"
yazılı...
Unutulduğun şehirler taşımıyor izlerini,
artık tartışılmıyor uçuk kaçık aşkların açık oturumlarda
her aşk kendi yalanını oynamakta.
Nerelerde diye bana soruyorlar seni.
İçimde olduğunu söylüyorum ama, anlamıyorlar.
Kâbuslarım korkutuyor,
kümebulutlar siyah taşır ufkuma
büküntü bürüyüp kalbimi
sana meylettiğimden beri
düğüm düğüm özlem yazar şiirlerim
zorlu çıkmazların cenderesinde...
Düşündüm, hep düşündüm
Sensiz gecelerin arsızlığıyla
Bu ayrılığın her sorumluluğu bana mı ait, diye
Gece, gündüz…
Haykırdım hüzünlerimi duyuramadım...
Beyaz bir güvercin yolladım,
gagasında zeytin dalı
kanat yaptım mutluluğu,
yollarında uçuruyorum…
Sana bir kelebek yolladım,
kırlangıçdönümüydü;
sık sık uğradığım bir sığınaktı;
kalan, yatan yoksa
sindiğim biricik çatıydı,
gözlerimin iyi gördüğü günlere ait kitaplarım
ve balıkçı malzemelerim toza bulanmıştı.
kırlangıçdönümüydü;
sık sık uğradığım bir sığınaktı;
kalan, yatan yoksa
sindiğim biricik çatıydı,
gözlerimin iyi gördüğü günlere ait kitaplarım
ve balıkçı malzemelerim toza bulanmıştı.
Düğün ve cenaze,
beyazlar içinde;
ikisi de senin için.
İlkine razı olmadın,
İkinciye razı ettin beni,
Kaldırdım cenazeni ebediyete…
kış avanaktır, önce onu bulur soğuklar
onca mevsim arasında, önce onu bulur savaşların en hası, ekmek kavgası
koca şehrin giyindiği gelinlikten nefret etme sendromu,
garibanı unutan Tanrı kimindir sokakta?
kimin Tanrı’sı babasıdır İsa’nın?
Kış ayırımcılık yapar insan arasında...
" Müebbet mahkûmiyetimde minyatür bir kafeste zincire vurgunken,
çağırsam kim gelir rüyalarıma skandallar ülkesinden...? "
I.
Söyleyin bana dostlar!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!