Ey deniz
Unuttum sanma seni
Ne sakin anlarının maviliği
Ne hırçın zamanlarının bulanıklığı
Hiç ama hiç çıkmadı aklımdan
Hala tokat gibi çarpar yüzüme
Yılanlar
Ulaştıkları yüksekliğe
Ancak, sürünerek ulaşabilirler
Çünkü başka şansları yoktur
Ve sürünmekle geçecektir
Bütün ömürleri.
Bir zamanlar
Benim, tomurcuklanmış umutlarım
Gözlerimde parıltılar
ve yüreğimde bir deli sevdam vardı.
Seninse, can alıcı gözlerin
İğne gibi sözlerin
Yine çattı kaşlarını gökyüzü,
Ağlayacak sanki hıçkırıklarla.
Sakladı kara bulutlar Güneşi,
Ve çarpıştı bulutlar gökyüzünde.
Gök gürledi,
Ortalık aydınlandı meşalelerle,
Bir zamanlar ne çok şendin
Bende seninle şendim
Yıllar yılları kovalarken
Ne mutluluk kaldı senden
Ne bir eser neşenden.
Dal yaprak arası gizli yuvadan
Düşmeye hazırsa küçük yavru kuş
Kanatları güçsüz ve acemiyse
Almak için bekler,bir yırtıcı kuş.
Bir ulu çınarın tepe dalında
Ne satılık katım, ne de yatım var
Ne taksi, ne dolmuş ne de atım var
Ne de kimselere itimatım var
Dinle, Müdür beyim maruzatımı.
Gün oldu emirler, demiri kesti
Çıkmaz sokaklarda pusuya düşürdünüz
Kalemimi
Ve kaldırımsız caddelere
Kaldırım yaptınız değersiz bedenimi.
Ne kaldırımlar, Necip Fazıl'ın kaldırımlarıydı
Ne de siz bizdiniz, bizdendiniz
Ben ne abdal bir adam, ne mecnun ne deliyim
Ne karlı dağın çığı, ne yağmurun seliyim
Ne zalimin pençesi, ne de zulmün eliyim
Kara bulutunu al, örtmesin allarımı.
Ne kan emici sülük, ne pire ne keneyim
Nankörüm kediler gibi,
İster tekir de bana, istersen sarman.
Kırk yıl sırtında taşısan,
Ve bir gün kazayla indirsen,
Senden kötüsü olmaz benim için.
Nankörüm pis kediler gibi,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!