Ben istemedim güneşin batışını
Ve kızıllığın kayboluşunu
Dağların ardından.
Ben Ayın doğmasını da istemedim
Yakamozları da.
Ben sadece seni istemiştim.
Bana acıyı anlatma güzel kız
Ben acının katmerlisini bilirim
Bilirimde anlatamam! ..
Ben unuttum
Kaçın kurası olduğumu
Öylesine sertleşti ki acılardan
Nasıl uğraştım seninle
Ve ne çok yordun beni ey zaman
Yaşa ve gül diyerek
Önüme serdiğin yarınlarına
Ayak uydurabilmek için
Bilinmez diyarlarda, aradım bulamadım
Kendimi pamuk pamuk bulutlarla akladım
Yoktu beklenen güzel, giden gelmez olmuştu
Hüznümü, gül kurusu akşamlara sakladım.
Herşey seni anlattı, heryer seni gösterdi
Yürümekle aşınmadı meydanlar
Hortumlarla doldu taştı cüzdanlar
Hainlere af istemez vicdanlar
Devlet adil olsun, bu vatan bizim.
Başlangıçta bel bağlama sonlara
Aç ve açık gezsemde, toprağı aşım olur
Üstte gök delinirse,yağmuru yaşım olur
Uğruna kurşun yersem,bir mezar taşım olur
Vatan hep senin için varımız ve yoğumuz
Düşman girmez bağrına,ant içmişiz çoğumuz.
Bir satranç tahtasında olunacaksa hep mat,
Hiç olmayacak şeyler, olmuşsa hayat memat,
Yerin altı da kat kat, yerin üstü de kat kat,
Saatin zembereği, Dünyanın düzeni yok.
Eğer el işlemezse, neye yarar hırdavat,
Ne senin gibi yar,
Ne olduğun yer gibi diyar
Var.
Doğuran sen,besleyen sen
Büyüten gözeten sen.
Boş yere serilmemiş Cennet
Bir küçücük çocuğum,
Ellerim yumuk yumuk.
Vermişler ağzıma,
Şerbete batırılmış emziği.
Süt yok,
Dokunmalarına gerek yok ağlayacağım.
Varımı yoğumu boşa harcadım
Yokluğa ulaştım,hep adım adım
Birde baktım tamam olmuş saatım
Zaman nehir olmuş akıyor şimdi.
Ne gündüzüm gündüz,ne gecem gece
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!