İçime hapsoldum.
Yüreğim,
paslı ranza.
Soluk saman sarısı,
düşlerim.
Sığırcık kuşları,
Ey sevgili!
Biliyorum,
İçinden;
"nasılsın?" diye,sormak geçiyor.
Soramıyorsun!
Dur!
nedir bu tanrım, neler oluyor bana?
yüreğimde derin bir hüzün;
ağlamak istiyorum, ağlayamıyorum.
dudaklarımda hoş bir tebessüm;
gülmek istiyorum, gülemiyorum.
içimde sonsuz bir enerji;
hüzünlü güz rüzgarlarının sürüklediği,
çınar yaprağı misali;
kuş uçmaz, kervan geçmez
ıssız bir ormanın ortasındayım...
artık ne güneşe
hadi gel!
herkesten uzak,
tenha bir çıkmaz sokağa
yağsın ruhlarımız.
sen yüreğini
yükle yan fülüte,
Ben dindar değilim,
Fakat:
İbrahim de, Musa da,
İsa da,Muhammed de
benim...
Ve "En-el Hak" diyen,
kuş uçmaz kervan geçmez
tarlaların korkulukları gibiyiz:
iki yana açılmış kollarımızın
birinin ucunda yalnızlık ,
ötekinde çaresizlik!
Ve ortasında bedenlerimiz;
Göçmen kuşlar gibi,
Hep birlikte havalandık,
Hep birlikte koyulduk,
yola...
Ve hep birlikte ayaklarımız kesildi,
yerden.
-Ne yaman çelişkidir bu!
I-
Ol dediğinde,
Alemi olduran Tanrı'ya,
Her sokak başında,
Ev yaptığını iddia eder
Git gide, düşüncelerimin
labirentlerinde kayboluyorum!
Yöneldiğim her çıkış, uçuruma
çıkacakmışçasına
Geri dönüp, bir başka çıkışa
yöneliyorum...




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!