biz,78 kuşağıydık.
devrim uğruna,
meydanlarda heder olduk!
olmadı,başaramadık...
eve döndük.
bir küçük rakı,
Bir bilsen nasıl sevdim;
Gözlerinde baharı,
Saçlarında rüzgarı,
Avuçlarında umudu.
Gitme kal, demeyeceğim,
Yine gece.
Yine saat, senin yokluğun...
Benim yaşadığım şehir,
Denize başını yaslamış uyuyor.
Ve benim gözlerim
Senin bende unuttuğun
gittiğin gün biliyordum:
yüreğinin,
yüreğimin sıcaklığında
bahara yeşerdiğinde
döneceğini...
çünkü; gidişin,
bir garip mahpusluk
yaşıyorum, içimde;
parmaklıklar önüne,
tütün bıraksana!
Güneş olabildiğince
parlak.
Gökyüzü cam gibi.
Martılar denizden uzak.
Süzülüyorlar,
Şehrin beton yığınları üstünde.
Okyanusa akan nehirler,
Bentleri yıkacak büyük dalgalarız...
Mor yağmur,
Menekşe alevi,
Yedi rengin şavkıyız...
adam elindeki yoksulluk
belgesi ile
ücretsiz bindi halk otobüsüne.
ve,-günahını almayayım ama-
galiba bedavacılığın
Cehaletin şizofren safhasındayız.
Ve gözlerimiz miyop.
Ve Tanrı'dan bencil beklentiler uğruna,
Cennetin kapısına sıkıştı kuyruğumuz.
Yok artık buradan dönüş,
Kim ne söylerse söylesin,
Seviyorum sizi çocuklar;
Kimliğinize, renginize,
Cinsiyetinize bakmadan...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!