Zaman olur,
Uzaklardan çıkagelir ,
bir merhaba sözü...
Usulca dokunur;
Ruhunuzun zindanında,
Dilsizleşmiş suskunluğunuza...
yaşamak
yaşamak sensiz
kanadı kırık bir martı
Ve
kaynağı kurumuş denizler gibi...
Adam güzel kadına seslendi;
Donuyorum! Bir avuç güneş verir misin?
Kadın;
Burada, yanımda mı ısınacaksın, paket mi yapayım?
Adam;
Bilmem ki, kararsız kaldım şimdi..?
Bazen taşıyamayacağınız kadar,
ağırlaşır hayat sırtınızda...
Hangi dala tutunsanız, kırılır!
Kayar ayaklarınızın altından,
dünya...
Ve işte o an,
kan değil hüzün damlar
damarlarımızdan toprağa
ve katiller tetiğe dokundukça
ölüm bizim yüreğimizde donar
K.E.
öldünmü, gün batımında öleceksin.
öyle deniz kenarında,
rıhtımda falan değil;
ıssız bir dağın yamacında,
küçük bir dağ evinde öleceksin...
ve öldüğünde saatler,
Ölümün her türlüsü zamansızdır derler,sevgili
Zaman otuzunda, ellisinde dolmuş…ne fark eder
Lal olur dilim,tutmaz elim ayağım…umurumda mı
En çok ne korkutur beni, biliyor musun?
Mezar taşımdan silinirse gözlerin,beni orda ne teskin eder...
Ne zaman ölüm aklıma düşse;
Her defasında,
İlk önce,
Kefene sarılmış gençliğime
Dokunur ellerim kucağımda...
Ey sevgili!
Biliyorum,
İçinden;
"nasılsın?" diye,sormak geçiyor.
Soramıyorsun!
Dur!
nedir bu tanrım, neler oluyor bana?
yüreğimde derin bir hüzün;
ağlamak istiyorum, ağlayamıyorum.
dudaklarımda hoş bir tebessüm;
gülmek istiyorum, gülemiyorum.
içimde sonsuz bir enerji;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!