ben ücra bir kasbada öğretmendim...
ne param ne de pulum vardı!
tek sermayem; öğrencilerim,
ideallerim ve onurumdu...
hep derler ya:BAZI GÜÇLER...
Hepimiz Franz Kafka'nın Metamorfoz Romanındaki kahraman Gregor Samsa gibi, uyandığımız bir sabah aniden olmasa da; ağır ağır birer Hamam Böceğine dönüştük!
insanlığından sıyrılmış ölü ruhlarımız; bakışlarımızı,gülüşümüzü,
sevgimizi,sözcüklerimizi metamorfoza(dönüşüm,başkalaşım) tabi tutarak, ifademizi ifadesizleştirdi..!
Ve bu posmodern ifadesizlik, Franz Kafka'nın dönemindeki Gregor Samsa'nın hamam böceğine dönüşen halinden daha iğrenç,daha tehlikeli ve engellenemez hızla bulaşan,bulaştıkça yayılan hal almıştır; tıpkı,içinde sevgi ve aşk da dahil her şeyi tüketen hayvani doyumsuzluk gibi...
Hepimiz; resim galerisinin duvarında asılı duran yağlı boya tabloda, başı olan ama yüzü siyah boya ile düz duvara dönüştürülen, modern böcekler...
Ve aslında bizler; posmodern ifadesiz gerçek ölüleriz!
İnsan hiç korkmadan sövebilmeli!
Mesela; gökyüzünün yedinci katına,
Ve yer kürenin tam orta yerine…
İnsan okkalı mı okkalı, özgürce sövebilmeli!
Mesela; adaletsizliğin başladığı ilk kaynağa
Ve onu günümüze taşıyan damara…
Belki de hiçbir şeyi sevmedim
Günün ilk sözcüğünü
Henüz söylememiş dudakların,
Ve uyku mahmuru gözlerin kadar...
Hadi gel, birlikte uyanalım güzel günlere
Ve birlikte öpelim,
Her gece ruhuma ayna tutarsın
Dolaşıp durursun girdaplarımda...
Uyanıp kalkınca gün ışığında,
Gelmezsin,beklersin rüyalarımda.
Bir melek misali kanatlarında
bakışlarında ışıldasa da güneş;
ne sıcaklığın sıcak,
ne soğuğun soğuk...
ılık ılık içime işlersin;
pastırma yazı gibisin,kadın.
geceler ayaz!
beyaza donmuş şehrin
karanlıklarına teslim,
size akan ırmaklarım...
ve
direnen kim
1924 Anayasasının gerekçe metninden bir paragraf:
“Devletimiz milli bir devlettir. Çok milletli bir devlet değildir. Devlet Türk’ten başka millet tanımaz. Millet dahilinde eşit hak ve hukuka sahip olması gereken ve başka ırktan gelen kimseler de vardır. Fakat bunlara da ırki durumlarına uygun olarak haklar tanımak veya bu anlama gelecek sözler etmek caiz değildir.”(1)
Mustafa Kemal Atatürk’ün sözlerinden bir paragraf:
“Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk topluluğudur. Bu topluluğun bireyleri ne kadar Türk kültürüyle dolu olurlarsa, o topluluğa dayanan Cumhuriyet de o kadar güçlü olur.”(2)
hüzün bir başka güzel bakıyor masum gözlerinde
aşk bir başka öpüyor suskunlukları dudaklarında...
saçlarını anlatmama gerek var mı?
Şiir dediğin kadın gibi olmalı;
dokunmalı yüreğine...yakmalı.
Şiir dediğin delikanlı olmalı;
direnmeli tüm haksızlıklara.
Şiir dediğin;
Kısrak misali dingin,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!