Al dünyanı çal başına,
Mallarıyla mülkleriyle!
Ne şanında gözüm var,
ne makamında...
Ben sevgiye,ben sevilmeye
Susamışım...
kadın denince aklıma
ay’la dans etmeye hazır yıldızlar
ve üstünde güneşi solmayan
dünyalar gelir...
ey tanrım!
derin mi derin...çok derin,
bakışlarında bir mana var
ki, çözemiyorum...eriyorum!
istek mi, arzu mu nedir?
bilemiyorum..!
benim köyümde toprak cimri, yoksulluk cömertti!
bebeler aç,anneler yorgun,evler harabeydi!
benim köyümde ne cami,ne market,ne de diskolar vardı...
benim köyümde kayalar gibi sağlam,dağlar kadar yüce sevgiler vardı...
benim köyümün gök kubbeden bir çatısı vardı.
Konyaaltı,Kaleiçi,Lara
Bir de
Falez işlemeli gelinliğinin
Göğüslerinden uç vermiş Beydağları..
Ne Konyaaltı,Kaleiçi,Lara
uyan da bir bak!
sıcaktan kavrulan gök yüzünde
nasıl da üşümüş kuzey yıldızı...
ve
tükenmiş umutlar,kaybolmuş
hayallerin yalnızlığında
.../gece berrak,sema duru,ruhum firarda.
soymalıyım ruhumu anadan üryan
yakmalıyım eskiye dair ne varsa
ve tüm yalnızlıklarımı bir bir dikmeliyim
gecenin en mahrem bahçelerine.
Belki de
Özlem yüklü siyah saçlara,
Gökle denizin oynaştığı gülen
Gözlere,
Akdeniz'in köpüğü kadar beyaz,
Kumsalı kadar sıcak bir
bunca zulüm,bunca adalet/sizlik
senin adaletinse eğer;
Seninle hesaplaşmak için, korkmadan
günah işlemeye değer!
Kemal Eyüboğlu
bir veda şarkısı boğar
gecenin sessizliğini...
ne yaşama el uzatır bebek,
ne ölümü istemez hasta
ve boşuna bekleşir Şeytan
günahsız sokaklarda.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!