Şu canı yakan ne candır, ne canan
Canı yakan şu bedendeki kalptir
Açsan bak içinde vardır bir torba kan
Suçlu kan değil, yürekteki şeytandır
Girdin mi küfüre düşürür delalete
Şu dünya yanıyor, var-mıdır aslın
Kerem değilsin, olmayacak aslın
Sen eğlenirken yok oluyor aslın
Şimdi olsaydı, ne yapardı aslın
Ana ağlar, bacı ağlar, can ağlar
Ne selpak bildik nede peçete
Bir ayna, bir tarak bir mendil cebimizde
Jöle yokken, limon sürdük saçımızın teline
Bir eşofman takımı,üç kardeşin elinde
Ana baba sevinirdi, kavgasız gürültüsüz giyince
Giyer gezerdik kocaman yakalı gömlekle
Ömürdür insana gülün kokusu
Kan değil de güzel tenin dokusu
Sevdayı toplayan yürek sokusu
Uzak değil yakın olur sevenler
Dağları koysan da bir bir araya
Üç beş tatlı sözle, konuşursan insana
Kanıp gider onlar, söylediğin yalana
İnsan soyulur da, benzerse o soğana
Boşa gözyaşı döker, nice zaman sonra
Üç beş kelam ederse, birazcık dininden
Ben yanarken duman başımda oynar
Görenler sanıyor keyfe dalmışım
Kalemim titrerken harflerim kayar
Sevdiğim orada yalınız kalmış
Gök delindi yağmur yağıyor sandım
Özümün içinde özlemim sana
Yüreğin içinde yangını sorsan
Fırtına boranı zararsız bana
Sen gittin gideli yangını sorsan
Dumanı çıkmayan ateşim başta
Yanındaki sevgiliyi görmeyen
Uzaktaki güzellere el sallar
Derdin ile dertleneni bilmeyen
Selam veren dostlarına hep hırlar
Dost ararken gerçek dostu itiyor
Yaşadığım dünyanın zindan olacağını düşünürken
Gördüğüm güzelliklerle kendime geldim
Her güzellikler, bir bir sıraya girmişti sanki
Baktıkça sevmeyi
Sevdikçe gülmeyi öğretti bana
Hatta şu zalimlerin zalimliğine rağmen
Beni benden alıp ömrümü yiyen
Ellere güldürdün yaşarken öldüm
Ateşler içinde karalar giyen
Gülmeyi unuttum yaşarken öldüm
Zevki sefa haram oldu yıllardır
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!