Ay bile saklanmış ziftin içinde
Ben seni sakladım sazın telinde
Bilmesin görmesin mahrem yerimde
En güzel köşklerin içine koydum
Lal oldu dillerim sarardım kaldım
Ben seni gül diye sevmiştim
Kışın ayazıdan
Yazın sıcağından
Uzak tuttum gökte uçan kartaldan
Yerde kaçan itten, çakaldan
İstedim ki !
En zor sanat meğer anne olanmış
Dağları taşları taşır yürekte
Cennetlik müjdeyi Haktan alanmış
Her bir derdi gizli taşır yürekte
Herkese gül gibi kendine diken
Hayal mi gerçek mi bir sorabilsem
Sevdanın özüne bir erebilsem
Ceylan gözlerini bir görebilsem
Sevdanın özüne bir erebilsem
Yıllardır ruhumda sakladım durdum
Eriyen bir mumun yanı başında
Kırmızı karanfil koku yayıyor
Aklımı başımdan o an alınca
Kalbini kalbimin içe koyuyor
*
El vurdum dil döktüm güzel gönlüne
Hayatın gülüne inanıp kalan
Solmadan yaşayan var mı dünyada
Sözlerle kandırıp yürekler yakan
Dertlere koymadan ermez huzura
Sevmenin bedeli kahır çekmektir
Deh deyince yürüyüp, çüş deyince duracak
Arpasız saman verip, sırtından inmediğin
Günlerce ağlatarak, üç beş söze kanacak
Nalları döktürdüğün, eşeğe mi benzettin?
Emrinizde amade, eksiksiz görev yapar
Bir selam bir sabahla, sohbetimiz başlarken
Nerden geldi aklına, gelip sırtıma binmek
Rahat yeri bulunca, keyfini de sürerken
Semersiz eşek buldum, diye her gün öğünmek
El üstünde tutulmak, insana verir huzur
Seni gördüm o anda, aklıma neler gelir
Arpasız torba geçmiş başından durur halde
Ulu orta sözlerin yüreğime dert verir
Anırıp durma boşa anlamsız sözlerinle
Ağzından çıkanları cümle alem duyuyor
Etmezsen bir hayır neyleyim seni
Gel sende hoş canım gelme sende hoş
Yüreğim dertlidir yakıyor teni
Yüze gül sende hoş gülme sende hoş
Bekledim yolunu bir ömür boyu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!