Hasretin sönmedi su içtim oda yandı
Göresim geldi bıçak kemiğe dayandı
İntizarımı duyup bana gelen rüyandı
Gözlerimi açınca hayalinle uyandı
Gönül tutuştu yanında ciğerimde yandı
Yaralarım var hekime gitmem sebep var bende
Koca karı yarama vuracak em var mı sende
Zonk zonk diyen cerahat olmuş yara bende
Cerrah gibi boşaltacak neşter var mı sende
Ayrılık hançerledi saçların kördüğüm
Hasretle ilmek ilmek beliklerini ördüğüm
Gözlerini karanlığa astın gece gördüğüm
Vazgeçmedim senden içime gömdüğüm
Özlem hasret derken defterin kabardı
Gittigin ilk günden hazanım başlar
Yeşiller sarardı soldu vefasız
Arkanda bıraktın dağ gibi taşlar
Geçilmez kapanan yoldu vefasız
Arkanı dönüpte gittin nediye
Yıllarca derdine keder eklerken
Hasret ile özlemi ilmeklerken
Seninle sohbeti her an beklerken
İki çift sözü çok mu gördün bana
Tek arzum gözüne bakıp ağlamak
Evet bin damla yağmur tanesi
Bir yudum çay bir nefes dua
Huzur geldi yeşil bahçende sana
Meraklandım dedim
Bende var mıyım o meyanda
Saklı bulutta güneşin karanlığında
Geçti zaman içimde erik kurusu
Kaynadıkça hoşaf yaparım sana
Sen benim olmadın ozana döndüm
Her gün ağıt yakarım sana
Yeşil bir ormanda kuru dal oldun
Gece göğe baktım siyah giymişin
Yakışmış
Buluta baktım mavi giymişin
Ne güzel yakışmış
Bahar gelmiş yeşil giymişin
O daha güzel yakışmış
Ümidimi yaş ağaç gibi devirdin
İçimi yanardağa çevirdin
Yalnızca bir damla su verdin
Yaktın beni dumansız
Haber bekledim salmadın
Aramızda uçurum var çok derin
Ayrılık olmasın gelsin yol verin
Uzakta üşüdün havalar serin
Sırtımda ceketi saramam sana
Gönül hep düşündü gözüne daldı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!