Gökte güneş sende neşe,
Aldırmadan hiçbir şeye,
Yürüyorsun öylesine,
Kaldırımlar üzerinde.
Bir türkü dilinde,
Seni ararım,
Eski resimlerde,
Bana bakar gözlerin,
Öyle derin derin,
Bakarken hatırası canlanır,
O resimlerin.
Hayaller topluyorum,
Kıyıya vurmuş şişelerden,
Umutlu, tutkulu, kırılgan hayaller.
Açılan her kapakta,
Kapatanın eli çekiliyor önce,
Bizans’ın,
Fatih’in
Köylünün,
Müteahhitin gözü sende.
Seni isteyenlerin hayallerini süsledin,
Uykusuz gecelerin uykusu,
Kimsesizlerin kimsesi,
Yakan güneşin serinliği,
Çaresiz dertlerin çaresi,
Bilinmeyen bilgilerin bilgesi,
Olabilmektir aslolan,
Karanlıkta yollara dökülür,
Yolları bellidir,
Aydınlıkta kaybolan,
Yolsuzlar gibi değil,
Giden gelen
Aşkın üzerine,
Örümcek ağı örüyorum
Ördükçe,
Arasından bakıp aşkı görüyorum.
Gördükçe,
Gizlensin diye yine örüyorum,
Bir kuş havalansa, keyifle uçsa,
Mutluluk, özgürlük havada,
Sonra bir avluya konsa,
Ekmek, su, düşman avluda,
Özgürlük havada olsa da,
Ne çare, yaşam yerde.
Rüzgar esiyor,
Bulutların arasından,
Beni seçiyor,
İnsanların arasından,
Seni arıyor,
Gönül yarasından,
Bu kadar yalın anlatımda, ancak bu denli yoğunluk ve anlam gizli olabilirdi. Şiirlerinizi okumak ve onları okurken düşünmek büyük bir zevk. Bir şairi okumak yeterlidir onu anlamak için. Ama ben büyük bir şairin de şiiriyle anlatmak istiyorum:
YALINLIĞIN ANLAMI
Yalın şeylerin arkasına giz ...