Eski zamanlardan gelen,
O büyülü ses,
Olsa güçlü bir nefes,
Sarsar, yıkar mı?
Yoksa, sever, okşar mı?
Gönlünden vakitsiz uçan,
Uyansan sabah,
Uyanmasan sabah,
Yükselmiş güneş, her şeye rağmen,
Kararırken gözlerin,
Unutulurken sözlerin,
Bugün,
Ne dünden öte,
Ne de yarından,
Yok günde birşey,
Gariplik bende,
Değil sende,
Karşılaşmalar ansız,
Buluşmalar zamansız,
Sarılmalar huzursuz,
Hesaplaşmalar kusursuz,
Bakışmalar habersiz,
Sessizliğin ortasında
Bir çığlık
Akıllar bulanık,
Dikkatler dağınık
Gidenin türküsü,
Her yerde kar var,
Bembeyaz kar,
Üzerine uzandığın taze kar,
Altında asfaltı saklar.
Güneşten korkar,
Kalabalıkta kimsesiz,
Gelen gidenden,
Olan bitenden,
Yaşar habersiz.
Varlıkta yoksul,
Olamazsan,
Bir baltaya sap,
Vuramazlar seni,
Körpe fidanlara.
Olursan sap,
Ardımızda bırakarak aydınlığı,
Giriyoruz bir sise,
Şimdi gizli, açık olan ne var ise,
Hesapsız anlattığımız birbirimize.
Yuvarlanıyoruz,
Şu koltuk,
En son oturduğun,
Cam şişedeki kolonya,
Soluduğun.
Habersiz ayrılığından,
Bu kadar yalın anlatımda, ancak bu denli yoğunluk ve anlam gizli olabilirdi. Şiirlerinizi okumak ve onları okurken düşünmek büyük bir zevk. Bir şairi okumak yeterlidir onu anlamak için. Ama ben büyük bir şairin de şiiriyle anlatmak istiyorum:
YALINLIĞIN ANLAMI
Yalın şeylerin arkasına giz ...