bilmemektir gitmek
ben sadece bildiğiyle kuşatılmış
bildiğim bir tek bilmediğin
dağların yalnızlığını
ayakta öldüğünü ağaçların
yalan olduğunu sendeki güzelliğin
ağlaşırdık kümülüslü
sen poyraz kırgını
ben şimşeklerle yanmış çıplak gün yüzü
dalyanlarda ölüm kalım savaşı iç sıkıntısı
yaşama çırak ölüme usta aşk sarımsı güz kalıntısı ellerimde çizgi
ayaklarım göğe ererdi bahar yansıması saçlarında
şarabi istasyonlarda raylarda parlar gözyaşlarının vefasız
yerin dibine batasıca kehribari tortusu
devran yıkar nice kahrolurum sarındığım
kadehler bomboş düşmüş yanağında lal rüzgarla
faydasız nizami ölemem bu şehirler mahpus damı
heder olan gökyüzüne sormakla bitiremem bulut kahrı
günahlarımı yazmaktan
defteri bitti omuzumdaki meleğin
kapım açık gözü dönmüş arayışlara
ütopyalardan devşirdiğim mutluluğumla
bir derviş gibi soyunuyorum tüm zevklerden
mutluluktan yana hep hırsızlama ve aceleci
ölüm sakin aşk acele olmalı
tanımalısın anlamsızlığı
derinleştikçe ağlaşır akşam kuşları
arkadaşlarına anlattığın sözlerinde giz olur
karışır kahkahalarına yitikleşmiş incinmişliğin
yazgımız mı ki unutulmak
kargaşa ve bunalımın ardından arabesk bir şölenle
dağı dağa kavuşturduk ama biz hep yalnızlık kışlasının erleriydik tayınsız
usulünü bilmedik aldatmanın
huyunu bildik akşam kuşlarının sevindik buna
akşam kuşları içimizde çığrış çığrış hala
yüreğim gülüşlerinle dolu
ne kadar ağlasam boşalmıyor içi
içimdeki her gülüşünden ayrı bir ayrılık
sana döktüğüm her göz yaşımdan
ayrı bir yalnızlık doğdu
bir ben öldüm...
kaçışları yaban kuşlarının başka iklimlere
uğraklarında bizden götürdükleri özlemin rengi
bakış açısı bitti bizbizeyiz artık
görüş günümüz yalnızca ölüm
erdemli bittik kusursuz yittik bembeyaz
ara yerde bir yer artık bakmak
ben senin ölüme durmuş izdüşümün
ben yavru kuş telleri olmayan keman göklerde
kanayan şekilsiz acılarım kabettiğim
kusursuz yalnızlığım şairin ölümü akşamüstü
Bravo öğretmenim. Başarılar diliyorum. Bir perde açılır biri kapanır.