Az sohbet edelim ha, hani, havadan su’dan
Saklanıp gizlenmeden, baş çıkarıp pusudan
Öyle “gak-guk” etmek yok, ne varsa dobra dobra
Biz doğruyu diyelim, isterse soksun kobra
Gidene söz etme gittiği için
Vefasız yüreğin ömrü az olur
Bu sevda yok yere bittiği için
Ya Mecnun, Ya Leyla, ya masal olur
Tüketme sözleri sen ardı sıra
Gönlünün sultanı ben idim senin
Bilirim yolumu gözlersin anam
Her gece hasrete vardır seferin
Ha akşam ha sabah beklersin anam
Babacım nasıldır ya Zeynep bacı
Ah sevda “kara sevda” kulu kul eden sevda
Nevbaharı sonbahar, ömrü pul eden sevda
Ne sevdalı bir adın ne zehirli balın var
Sana mı bahşedildi o öldüren bakışlar
İçine hapsetmiş seni gözlerim
Kapatsam olmuyor açsam olmuyor
Sevgiyle ah ile dolu sözlerim
Konuşsam olmuyor sussam olmuyoır
Güller açsa aklım dikenlerinde
Güneşin ışıklarını her akşam valizine toplayıp gitmesi gibi gidiyorsan ve yine şafak vakti güneş gibi doğmayacaksan,
“Her gelişin bir gidişi olur” bilirim, lakin her gidişin de “gelişi” olmayacaksa,
İlle de bir ayrılık demek değildir ya veda’lar! ... O son vedan gerçekte bir “elveda” tadındaysa,
------------------------------Acıma vururken,
Vurduğun yerin nasır tuttuğunu bil, vururken göz göze gelme yüreğimle, senin de nasır tuttuysa yüreğin,
Bu akşam ufukta batan güneşi
Hüzünla seyredip şad ettim seni
Gönlümü saran o kızıl ateşi
İçimde hissedip yad ettim seni
Bir damla gözyaşı yanaklarımdan
Severim sonbaharı…. Hazanı
Düşen yaprağı..
Yağmuru, cama vuran sesini
Sarısını severim sonbaharın
Yeşilin dökülmesini
Çırılçıplak dallarını
Bir şey zorluyor beni ya akli muvazenem
Ya da şu deli yürek tek tesellim seccadem
Arasında kalmışım bu tuhaf cenderenin
Dün kayıp bu gün garip yarın kim bilir kimin
Gözlerime öyle bakma
Kahroluyorum! ..
Yok et göz bebeklerinde ki soruları
Artık cevap veremiyorum! ..
Sana hala öylesine tutkunum ki
Lakin;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!