Gönlümün hazana sevgisi neden
Çiçeği kurumuş yaprağı sarı
Sonun da mevsimler gibi elimden
Senide kopardı veda rüzgarı
Mazide tatlı bir anıdır bahar
Sen ne söylersen söyle ben seni seveceğim
Seni soran dostlara vefasız diyeceğim
Kaderimi ben senin sevgin ile paylaştım
Geriye dönmesen de seni bekleyeceğim
Şu yağan yağmura bak şu ıslanan toprağa
O duyduğun ses var ya; Tevekküldür Allah’a
Doğuşunu bir seyret iştiyakla güneşin
Hiç aklına geldi mi neden “hu” der nefesin
Sevdik! ..Eyvallah ama, secde bekleme benden
Satırlara işlerim, ben nakkaşım, “kös” değil
Gayrı gözüm korkmuştur “ben maşuk-um” diyenden
Yüreğimi verdim ya! .. Kalem satılık değil
Tükenir yaza yaza her mürekkep nihayet
Şeklen bize benziyor bu garip yaratıklar
Soy-um desem “ırkçı” der, “dinim” desem ayıplar
O kin bataklığından çıkarlar zaman zaman
İnadına Türküm ben, inadına Müslüman
Geçmişe söven “aydın” sahip çıkan tu-kaka
İmralı’da ki puşt-un adı neydi erenler
Araştırın bakalım, bakalım Mevla’m neyler
Kürt mürt falan değil o, bilinir ayan beyan
Bu ermeni piçinin, adı “Artin Agopyan”
Yani anadan “dönme” şişirilmiş bir yalan
Sıcak, sıcacık bir yürek
Ya sen saracaksın beni,
Ya toprak,
Ve bir kaç kürek! ..
…
Al beni yüreğine
Karanlık sokakta yalnız başıma
Dolaşır dururum deliler gibi
Başımı kaldırıp baksam semaya
Yıdızlar resmini çizecek gibi
Dalgada köpükte sen varsın diye
Bunama başladı zamansız
'Gölgeler' gerçeği sorguluyor du!
Sanık sandalyesin de ben,
Ve! ........
'Bir Kahpe' hakim olmuştu! ....
Kalemini kırdı ortasından
Yemin edip kilit vurdum dilime
Sustukça karıştı duygu âlemim
Doğmak için bekler üç beş kelime
Ben sustum, susmadın, kırık kalemim
Kefareti var mı, böyle bir and’ın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!