Bir mısralık cazibesine,
Ses verdi,
Kara yağız gökyüzü.
Şefkatiyle karışık,
Çatık kaşlı heybetiyle,
...Alabildiğine sıcak bir Haziran akşamının sabahında, nemli rüzgârı yüzümüzde hissederek kendi ilçemize yol alıyoruz. Sadece bayramlarda düğünlerde ve bir de ölümlerde bir araya gelebildiğimiz memleketimiz… Yollar uzuyor adeta ve hepimizin yüzünde bir hüzün…
'Kalk İbrahim kalk Sevcan yine gitmiş' sanki hep bu haberle uyandırılmayı bekleyen babanın telaşı, eşine inanmamışçasına soluksuz tüm odalara bakıyor
'yok' diyor 'yine yok.' İki eli kafasında hızlıca giyinip evin topraklı yolunu bir solukta bitiriyor. Önce emniyet, sonra bütün ilçe sokakları, evler teker teker aranıyor. Yok, yok yok,
Bu kaçıncı kaçış bu kaçıncı acı... Hastanede bile bir yolunu bulup kaçan elbette bu korumasız evden daha kolay kaçacak. Evde gözleri yaşlı anne umutla bakıyor eşine ama yok! Usulca çöküyor dut ağacının dibindeki taşa ve oturduğu yerden eşine bakıp, 'bu Allahın bize imtihanı Şerife diyor bizde böyle imtihan ediliyoruz işte' sonra devam ediyor 'bu sefer' diyor 'bu sefer tüm evin etrafını duvarlarla örüp anahtarlı kapı yaptıracağım. Bu durumdan diğer çocuklarımda etkilenecek ama bunu yapmalıyım.'
Şu dünya yaratılmadan önce,
Neredeydik?
İhtimal ki,
'O'Din gününün sahibindeydik.
Âdeme ruh üflenmeden önce,
Yeryüzünün bir yerinde,
bu gün…
beyhude geçen ömürden,
bir gönül, bir fani,
bu kadar alırdı ancak,
ela gözlerdeki ilahiyi.
saadete uyandı ruh,
Uzun zaman önce değildi daha,
Yitip giden zamanda değildi,
Ne dünde ne yarınlardaydın,
Ne çok yakınımda ne de dagların ardında,
Sevgisizlik seli olduğunda,
Sen hangi ummanda bogusuyordun.
Karlar Düştü yüreğime
Benliğim Üşüdü sensizliğimde
Kırağı kadar dondurucu kimsesizliğimde
Gittin...
Arkana bakmadan
Yanlızlığımı düşünmeden gittin..
Güneşe veda ederken,
Kızıl renge bürünen buluta bak!
Batmadan güneş,
Hilâl kendini gösterirken,
Sessiz çığlığınla sen de,
Maziye bak!
Ben beni sende bırakmıştım,
Bir kış günü zemheri ayazında.
Ardından bakarken,
Kala kalmıştım.
Bir yanı taş duvarla örülü,
Buz kesmiş ayrılık sokağında..
dolaşıyor güneşim sabahı olmayan günlere
kırpıyor günleri erişte misali
tuzdan ömrüm
ölüyor adsız bir mezarda
uçuyor yıllarım
dolaşıyor güneşim sabahı olmayan günlere
kırpıyor günleri erişte misali
tuzdan ömrüm
ölüyor adsız bir mezarda
uçuyor yıllarım
Bu güzel dizelerin sahibesini kutlarım! ...
(Birinci ve güzel mesajım güme gitti galiba? ...)
Özetle:
Ey Türkmen kızı, gerçek bir Türk kızı! ... Seni kutluyorum.Hem geçmişindeki dizeler, hem de bu şiirin için...Geleceğiniz aydın olsun Türkiyemin gençleri, sağ olun var olun! ...
Nevzat Bilgiç
(Birinci ve güzel mesajım güme gitti galiba? ...)
Özetle:
Ey Türkmen kızı, gerçek bir Türk kızı! ... Seni kutluyorum.Hem geçmişindeki dizeler, hem de bu şiirin için...Geleceğiniz aydın olsun Türkiyemin gençleri, sağ olun var olun! ...
Nevzat Bilgiç