Beni çepeçevre sarıyor şu duvarlar,
Suretimin gölgesi sathında yansırlar.
Rutubette yüzünde beliren damlalar,
Duvarlar yalnızlığa benimle ağlarlar.
“Çek git! ”diyorsun
Ruhumun ilahisi susuyor,
Bir çığlık düğümleniyor,
Kalbimin tam ortasında.
Sönse de tüm ışıklar,
Ah zamanlar!
Ah zamanlar!
Beni öksüz bıraktılar,
Ense kökümden hissedilen,
Buz kesmiş soluklar.
Ağrıyan başımı,
Doksan dokuz pencereli bir oda şu gönül,
Bakabilirsen her bir camdan başka bir esma.
Her gördüğün bir başka her duyduğun ses bülbül,
Her bakışın bir temaşa, her gördüğün hüsna.
Fakat gizli bir pencere daha var adı gül,
Değilmiş meğerse gürünen nur
Sanmış sureti adam-ı mahluk
Hakikat diye sarılıp
Aşk dediğimiz nesne
Şimdi bir tabutta mahpus
Filistinli çocuğun ayağına sıkılan kurşunu,
Kendi öz kızını taciz eden namussuzu,
Askerine kurşun atan soysuzu,
On yaşında çöp toplayan yoksulu,
Çöp kutusuna atılan yavruyu,
Hamile karısını oniki kere vuran soysuzu,
Burda bayramlar öksüz geçer bizlere,
Ne derman var dizlerde,ne fer var gözde.
Bizede bir ziyafettir güya sözde,
Sermayesi gönülde göynüyen özde..
Hudutsuz karanlıklarında yalnızlık,
Artık başka şeyler söylemek lazım cancağızım,
Söz söylemekten geçiyor benim alın yazım.
Koca bıyıklı adamlarda çocuksu şefkat,
Onlara etsin gül yüzlü güzeller refakat..
Düştük zamanın cenderesine,
İnsan:
İnsan olduğundan utansın.
Yaşayan mazlumun,
Düşmüş terekesine,
Kalan vicdan,
Bu güzel dizelerin sahibesini kutlarım! ...
(Birinci ve güzel mesajım güme gitti galiba? ...)
Özetle:
Ey Türkmen kızı, gerçek bir Türk kızı! ... Seni kutluyorum.Hem geçmişindeki dizeler, hem de bu şiirin için...Geleceğiniz aydın olsun Türkiyemin gençleri, sağ olun var olun! ...
Nevzat Bilgiç
(Birinci ve güzel mesajım güme gitti galiba? ...)
Özetle:
Ey Türkmen kızı, gerçek bir Türk kızı! ... Seni kutluyorum.Hem geçmişindeki dizeler, hem de bu şiirin için...Geleceğiniz aydın olsun Türkiyemin gençleri, sağ olun var olun! ...
Nevzat Bilgiç