Ölüm meçhul bir ülke, gidenlerden yok haber,
Boş tabut yarın için, kim bilir kimi bekler?
Azrail yaş gözetmez, yolcusunu seçerken,
Günü dolan gidiyor, bahane verem, kanser
12 Nisan 2006- Çarşamba /İzmir
İncecikten kar yağdı, Toroslar’a bu sene...
Tozdu Elif diyerek, bilesin Koca Âşık!
Abdal olmuş hayalin, düştü yollara yine,
Gezdi Elif diyerek, bilesin Koca Âşık!
Salınır gezer Elif, yine uğru nakışlı,
Ben Akdeniz çocuğu, bilmezdim hiç karayı,
Sen bağrıma açmadan, o kapanmaz yarayı.
Bembeyaz ufuklarda, pembe hayalim vardı,
Kapkara sularına dalıp hepsi karardı.
İlahi Karadeniz! Ne diyeyim ben sana?
Sebep oldun gönlümde, kapkaranlık tufana.
Dünü yaşayamadım, bugünse geldi gider,
Niye geldim dünyaya, anlamadım birader?
Yarından ümidim yok, her şey bu günden belli,
Sanırım yüzüme hiç, gülmeyecek bu kader.
13 Ekim 1997 - Pazartesi
Ölüm bir kara gurbet, dönmüyor hiç bir giden,
Belki toprağa dönmek, belki doğmak yeniden,
Gizemli bir yolculuk, söylenceler içinde,
Sanki yazılmak için, yeni bir sayfa kefen.
19 Kasım 2007 – Pazartesi / İZMİR
Çiçek çiçek gezerken, ağa düştün kelebek,
Seni azat etmez ki, güzel diye örümcek.
6 Nisan 1990- Cuma / KONYA
Ger göğsünü Mehmed’im, bağrında sönsün ateş,
İninden çıkamasın, korkup saklansın kalleş.
Çakallar gece ulur, ürkek ürkek dolaşıp,
Burnunda kan kokusu, arar avdan kalmış leş.
Sen dağların kartalı, ovanın aslanısın,
Uzak yoldan gelsem de; ne susuzum, ne açım,
Ilık bir yel misali, yol alır benim göçüm.
Minnetim yok kimseye, Tanrı’dan gayrı benim,
Yıkılmam kolay kolay, merak etme sen koçum!
Şubat 1987- Ankara
Söyleme biliyorum, her şeyin bittiğini,
Uzaklardan biriyle el olup gittiğini,
Misafirmişsin madem, bir kaç günlük sadece,
Takma kafana artık nelerin yittiğini.
26 Şubat 1990-Pazartesi / Ödemiş
Çok uzak diyarlardan gelmiş yorgun sefirim,
Aç kapını bekletme, Tanrı’dan misafirim!
Gönlüm aşka düşeli, kıblegâhım sen oldun,
Sanki Tanrı dururken, kula tapan kâfirim.
30 Temmuz 1987- Perşembe / Ödemiş
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!