Gök gızılcadır ay, yüzlerin apah
Halım cebelleşir üregim topah
Men yanmışam gelde barabar yanah
Avluya gelmedin, sene eşk olsun.
Men hesretindeyim sen çok yahşisen
Neden halden anlamıyor gözlerin
Başını göğsüme koysun uyusun
Çekip gitme dayanamam özlerim
Dağlar arasında unutulmuş köylerin
Şiddetli rüzgârlarla pencerelerine kepenk çekilmiş
Sıvası dökülmüş çatısız evlerin
Özleminle sevinçlere küsmüş bahçeler
Gelişinle gökkuşağınıaçtı gökler…
Karakoç’a nazire
Gardaşım
Çatık durur iki kaşın arası
Gözden yaşlar sızar oldu gardaşım
Silinmezmiş kör yazgının karası
Yaralarım azar oldu gardaşım.
Altı Şubat Gecesi
Altı Şubat gecesi aklımda kara bir gün
Göklerden bir umut sal rahmet indir Allah’ım
Yıkıldı yer, düştü gök, bağrımda yara bir gün
Çeken kim şu sancıyı hangi candır Allah’ım.
İkiye bölünmüş mağdûb canım
Yarısı dur diyor, yarısı sus
Kesselerde akmaz damla kanım
Kimi kezzap döker kimisi tuz.
Yakar canımı gel git hallerin
Haber salmış geçen gün, kelp kılıklı ukala
Karşımıza aniden çıkacakmış bak hele
Havlamakla yıkılmaz, taş duvardan bu kale
Modaymış gemileri, yakacakmış bak hele.
Bana Gelişin
Tam ümidi kesip bitti mi derken
Doğduğum ay oldu bana gelişin
Hasretlik zehirdi yutkunup yerken
Demlenmiş çay oldu bana gelişin.
Bana Sor
Her gece yastığa koyup başımı
Yatıyorum amma gel de bana sor
Hıçkırığa boğup şu göz yaşımı
Tutuyorum amma gel de bana sor
Ağladım
Bu aşkın tufanı dert oldu başa
Sıladan gurbete baktım ağladım
Ben ölürüm gayrı sen mutlu yaşa
İçimde bir ateş yaktım ağladım.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!